Kendinize ait evinizi kardeşinize ya da bir akrabanıza bedelsiz biçimde oturması için tahsis ettiniz. Ancak şartlar değişti ve şimdi bu eve ekonomik anlamda ihtiyacınız var. Dolayısıyla ya tahliyesini ya da belirlenecek bir kira bedelini ödemesini talep ettiniz.
Ama beklenmedik biçimde olumsuz yanıt aldınız. Peki bu durumda ne yapmalı?
Öncelikle ortada kira sözleşmesi olmadığını bilin. Çünkü bu sözleşmede kiralanan karşılığında bedel ödenmesi asli/kurucu bir unsur. Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (Türk Borçlar Kanunu madde 299)
Dolayısıyla bedelsiz oturum durumunda ortada bir kira sözleşmesi yoktur. Kira hukuku prensiplerince ortada kira sözleşmesi bulunmadığı sabittir.
Bu durum, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu madde 73 çerçevesinde gelir vergisi ödememek için yapılan bedelsiz kira adlı kontratlarla karıştırılmamalıdır. Böyle bir durumda, önceden verilen bedelsiz oturma iradesinin geri alındığı bildirilince, evde bulunan akraba artık fuzuli şagil durumuna düşecektir.
Hal böyle olunca bu kişiye karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde haksız el atmanın önlenmesi davası açılabilir.
Bu davada ek olarak haksız kullanıma bağlı biçimde ecrimisil tazminatı da istenebilir. Ancak tazminat talepleri, evde oturan akrabaya evi tahliye etmesi ihtarının ulaştığı günden itibaren doğacaktır.
Bu noktada mahkemeye gitmeden 3091 sayılı yasa çerçevesinde idari başvuru yapılması da bir diğer yoldur. İdare tarafından yapılacak soruşturma ile sadece müdahalenin meni kararı verilecektir. (3091 sayılı yasa madde 35)
Ancak idareye başvurduktan sonra mahkemeye gidilmesi durumunda idare tarafından başvuru düşürülecektir.(3091 sayılı yasa madde 34).
*Yazımız genel bilgilendirme amaçlıdır. Gayrimenkul ve kira hukuku uyuşmazlıklarında hak kaybı yaşanmaması adına konusunda uzman kişiler tarafından iş takibi önem taşımaktadır.
Benzer Konular
Ziyaretçi Yorumları
