Boşanma sebeplerinin varlığı ve ispatı, davanın kabulünü sağlamaktadır. Ancak, eşlerin boşanmaya konu ihtilafları yaşadıkları dönemde sergiledikleri bazı davranışların, her ne kadar boşanma gerekçesi meydana gelmişse de dava hakkını ortadan kaldırdığını biliyor muydunuz?
Yazımızla, af yani hoşgörü anlamı taşıyan bu gibi halleri Yargıtay kararları ışığında ele almaktayız.
Yazı İçeriği ve Başlıklar;
1. Boşanma Hangi Hallerde Mümkün? |
2. Hangi Haller Af Kapsamında Değerlendirilir? |
3. Af Sayılan Hallere Dair Karar Örnekleri |
4. Af Olarak Kabul Edilmeyen Olaylara Dair Karar Örnekleri |
I) Boşanma Hangi Hallerde Mümkün?
Boşanma sebepleri, genel ve özel sebepler olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 161 ila 166 arasında yer almaktadır.
Bu kapsamda özel boşanma sebepleri;
- Zina (TMK madde 161),
- Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK madde 162),
- Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK madde 163),
- Terk (TMK madde 164),
- Akıl Hastalığı (TMK madde 165),
Olarak kabul edilmekte ve özel boşanma sebeplerinin şartlarının bulunması ve ispatıyla, boşanmaya karar verilecektir.
Genel boşanma sebebi ise, TMK madde 166 içerisinde tanımlı olan evlilik birliğinin temelden sarsılması yani ortak hayatın sürdürülebilmesinin imkansız hale gelmesidir.
Konuyla alakalı ayrıntılı bilgi için ayrıca; (https://estalaw.com/bosanma-davasi/) ve (https://estalaw.com/ozel-bosanma-sebepleri/) makalelerimize bakılabilir.
II) Hangi Haller Af Kapsamında Değerlendirilir?
Af yani hoşgörü anlamı taşıyan bazı hareketlerin boşanma hakkını ortadan kaldıracağı yasamızda açıkça düzenlenmektedir.
Bu kapsamda zina, hayata kast-pek kötü veya onur kırıcı davranış boşanma sebeplerini düzenleyen maddelerde, hangi şartlarla boşanmanın gerçekleşeceği belirtildikten sonra; “affeden tarafın dava hakkı yoktur” denilerek, bu gibi durumlarda yaşanan olayın artık davada ileri sürülemeyeceği kabul edilmektedir.
Bununla birlikte Yargıtay kararlarında, genel boşanma sebebiyle açılanlar başta terk, suç işleme ve haysiyetsiz sürme sebebiyle açılan davalarda da, tarafların af olarak değerlendirilebilecek bazı halleri, boşanma sebebi yönüyle bozucu şart olarak değerlendirilmekte ve davaya konu edilemeyeceklerine karar verilmektedir.
Yargıtay uygulamasında, somut olaydaki koşullar ve eşlerin kusur durumuna göre değerlendirme yapılmakta, bazen affın varlığı bazen de tam tersi yönde içtihat oluşturulmaktadır.
III) Af Sayılan Hallere Dair Karar Örnekleri
*/Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 04.11.2021 tarih 2021/6658 E 2021/8169 K;
- Davadan önce ayrı yaşayan eşlerin sonradan hakaret ve onur kırıcı davranışlarla birlikte evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekçesiyle açılan boşanma davasında, Aile Mahkemesi tarafların dava konusu olaylar yaşandıktan sonra birlikte otele gitmelerini af ve hoşgörü olarak kabul ederek kadının davasını reddetmiştir.
- Bölge Adliye Mahkemesi ise, bu konaklamada torunların da bulunduğu ve bu haliyle eşini aşağılayan erkeğin affedilmiş sayılamayacağı gerekçesiyle karar kaldırılarak boşanmanın kabulüne karar verilmiştir.
- Ancak Yargıtay, söz konusu konaklamayı af ve hoşgörü kapsamında değerlendirerek, ispata elverişli başkaca delil de bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesince verilen boşanma kararını doğru bulmamış ve davanın reddi gerektiği kabulüyle bozmaya hükmetmiştir.
*/ Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 21.10.2021 tarih 2021/4869 E 2021/7503 K;
- Kadın tarafında öncesinde açılan ancak feragat nedeniyle sonlanan bir davanın da bulunduğu olayda, her iki eş de karşılıklı olarak kusur isnadıyla boşanmak istemiştir. Aile Mahkemesi tarafından dava kabul edilmiştir.
- Verilen boşanma kararı sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi, erkeğin, lohusalık döneminde kadınla ilgilenmediği vakıasının büyük çocuğun doğumunda gerçekleştiği, bu olaydan sonra tarafların evlilik birliğine devam ettikleri, erkeğe bu vakıa nedeniyle kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle kısmen kusur düzeltilmesi yapılmış, tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilmiştir.
- Yargıtay ise kadının şiddet iddiasıyla açtığı ilk davadan feragat ettiğini, sonrasında ortak yaşamın devam ettiğini belirleterek bunları af kapsamında değerlendirmiştir.
- Devamında ise kadının erkeğin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, erkeğe yönelik komşu kadınla güven sarsıcı davranışta bulunduğuna dair suçlamada bulunması nedeniyle erkeğin ortak konutu terk etmek zorunda kaldığı, boşanmadavası açtıktan sonra ise tarafların müşterek çocuklar için aynı evde, farklı odalarda bir süre daha kaldıklarını tespit ettikten sonra, kadını tam kusurlu bulmuştur.
*/ Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 02.11.2021 tarih 2021/7970 E 2021/7994 K;
- Boşanmak isteyen eşlerin karşılıklı dava açtıkları olayda kadın eşinden şiddet gördüğünü, erkek ise eşinin ailesine bakmadığı, eve yabancı kişileri getirerek ve sürekli telefon değiştirerek güven sarsıcı davranışları bulunduğunu iddia etmiştir.
- Davada Aile Mahkemesi eşleri eşit kusurlu bularak boşanmaya karar vermiştir.
- Yargıtay ise, erkeğe yüklenen fiziksel şiddet ve hakaret vakıalarından sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirdikleri, kadın tarafından affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan bu eylemlerin af kapsamında kaldığı, bu itibarla da erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği kabul edilerek, boşanmada kadın asli kusurlu kabul edilmiştir.
IV) Af Olarak Kabul Edilmeyen Olaylara Dair Karar Örnekleri
*/Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 22.11.2021 tarih 2021/7082 E 2021/8597 K;
- Erkeğin 3 ayrı suçtan geçmiş sabıkası bulunan bir evlilikte, kadının olayların üzerinden uzunca bir zaman geçtikten sonra dava açmıştır.
- Bu davada Aile Mahkemesi, bu süreçte evliliğin devamını af olarak kabul ederek kadının davasının reddine karar vermiştir.
- Ancak Yargıtay, erkeğin yüz kızartıcı suç işlemesi, bu yöndeki davranışlarının da devamı ve kadının şiddete uğrama korkusuyla sığınma evinde kalması gerekçeleriyle, ortada af bulunmadığına ve davanın kabul edilmesi gerekeceğine içtihat etmiştir.
*/Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 03.06.2021 tarih 2021/3053 E 2021/4436 K;
- Davacı kadın tarafından açılan davada Aile Mahkemesi, erkekle yaşanan geçimsizlikler nedeniyle evi terk eden kadının sonradan müşterek konuta dönerek 1-2 ay daha birlikte yaşamalarını af ve hoşgörü olarak değerlendirerek boşanma talepleri reddedilmiştir.
- Bölge Adliye Mahkemesi de Aile Mahkemesi kararını doğru bulmuştur.
- Ancak Yargıtay davacı kadının eve dönmesine karşın erkek ile aynı odada kalmadıklarını, bu davranışının barışma görüşmesi niteliğinde olduğunu ve ayrıca ortak çocukların beyanında geçen “Herşey düzelmedi henüz” ifadesinden de kadının erkeği affetmediğinin anlaşıldığını belirterek bu davranışların af olarak kabul edilemeyeceğini tespit etmiştir.
- Kararın devamında ise erkeğin kadının ailesi ile görüşmesini istemediği, evin anahtarını alarak evden kovduğu gerekçeleriyle erkeği tamamen kusurlu bularak boşanma kararı verilmesi gerektiğini içtihat etmiştir.
*Makalemizdeki içerik, genel olarak bilgilendirme amaçlıdır. Her olayın farklı özellikler taşıması ve kişinin ekonomik yaşamını doğrudan ilgilendiren boşanma davalarında hak kaybı yaşanmaması adına, konusunda uzman bir avukat tarafından dava takibi önem taşımaktadır.
**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr