Evliliğinizi eşinizle anlaşarak bitirmek istiyorsunuz ya da bitirdiniz.
Bunun için anlaşmalı boşanmak üzeresiniz ya da bu şekilde hazırladığınız protokol mahkemece onaylandı ve boşanma gerçekleşti.
Protokol içeriğinde evin devrinden aracın devrine ya da tazminat ödenmesine birçok maddi sonuç içeren hüküm var.
Peki ya bunları eşiniz size vermezse ya da tam tersi protokolde vadettiklerinizi yerine getirmeseniz bir şey olur mu?
Yazımızla, anlaşmalı boşanma protokolünün bağlayıcılığını ana hatlarıyla ele almaktayız.
Yazı İçeriği ve Başlıklar;
Protokolün Mahiyeti |
Protokol Ne Zaman Bağlayıcı Olmaz? |
Protokol Hükümlerini Yerine Getirmeyen Eşe Ne Yapılabilir? |
I)Protokolün Mahiyeti
Konunun anlaşılması adına öncelikle protokolün nasıl bir belge olduğu belirlenmelidir. TMK madde 166/3 düzenlemesine göre, anlaşmalı boşanmada önemli olan husus, eşlerin iradelerini serbestçe açıklamaları ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda tam olarak anlaşmaları ve mahkemece tüm bunların uygun bulunmasıdır.
Dolayısıyla bu şekildeki bir anlaşmanın illaki protokole dökülmesi zorunlu olmayıp duruşmada beyan edilerek dahi aynı sonuç elde edilebilir. Ancak anlaşma içeriğinin bağlayıcılığından ötürü eksik alan bırakılmaması adına uygulamada protokol hazırlanması neredeyse kural haline dönüşmüştür.
Anlaşmalı boşanmada tarafların hazırladıkları protokol, mahkeme tarafından kabul ve tasdik edilmekle, boşanma kararının eki haline gelmektedir. Ayrıca kural olarak mahkeme kararının hüküm fıkrası da, anlaşma konularını içermelidir.
- “…Tarafların anlaşmalı olarak (TMK m. 166/3) boşanmaları halinde, tarafların anlaşmalarına ilişkin protokol ya da tarafların duruşmadaki karşılıklı anlaşmaya dair beyanları hükme aynen geçirilir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/40 E 2016/5055 K
- “…Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesine dayalı anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece verilen ilk hükmün davalı kadın tarafından temyizi üzerine hüküm Dairemizin 17.11.2015 tarihli kararı ile temyiz sınırlandırması yapılmadan ” 29.05.2015 havale tarihli “Anlaşmalı boşanma protokolünde” davacı tarafından davalıya yapılacak yardımcı kadın maaşı, aylık kira payı, mal ve servet paylaşımı, ticari ilişkiler, araç vs. dair hükümler mevcuttur. Hüküm fıkrasında ise sadece “Taraflar arasındaki yazılı anlaşmanın uygun bulunmasına ve boşanmanın sonuçları konusunda düzenleme olarak onaylanmasına” denilmekle yetinilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, protokole uygun infazda şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrı ayrı hüküm vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/5603 E 2019/1076 K
Ancak uygulamada bazı mahkemeler sadece protokole atıfta bulunarak hatalı karar kurmaktadır. Bu durumda hükmün eda kısmını içermemesi, ileride ilamlı takip yapılmasını engelleyecektir. Yani anlaşmalı boşanma protokolünün kararın eki sayılması ya da gerekçede yer verilenler yeterli olmayıp ayrıca, hüküm fıkrasında eda edileceklerin açıkça yer alması önemlidir.
- “…Somut olayda; takibe dayanak yapılan ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup, kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Her ne kadar dayanak ilama esas alınan protokolde; 1.000.000 TL tazminat bedelinin ödeneceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar değildir. Mahkemece bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilir. Takibe dayanak ilam, anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, dayanak ilamın, eda hükmü içermemesi nedeni ile ilamlı takip konusu yapılamayacağı dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken…”; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/7872 E 2019/9801 K
Bu sebeple, protokol diye adlandırılan belge mahkeme tarafından tasdik olunduğu ve hükme alındığı andan itibaren ilamın bir parçası haline gelmektedir ve iptal olunmadıkça bağlayıcıdır.
II) Protokol Ne Zaman Bağlayıcı Olmaz?
Yukarıda aktardığımız şekilde, anlaşmalı boşanma protokolü boşanma kararının bir parçası olmakla bağlayıcıdır ve hüküm fıkrasında yer alan konular doğrudan ilamlı icra takibine konu edilebilir.
Ancak tarafların imzaladıkları ve mahkeme önünde tekrar ettikleri protokol iki durumda sonuç doğurmayabilir; boşanmaktan vazgeçilmesi veya iradeyi sakatlayan hallerin varlığıdır
Bunlardan ilki, boşanma iradesinin sonradan geri alınmasıdır. Zira anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçlan, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Yani boşanma iradesi, karar kesinleşinceye kadar geri alınabileceğinden karar sonrası eşin vazgeçip istinaf yasa yoluna başvurması elbette mümkündür. Bu durumda dava, çekişmeli boşanmaya dönüşecek ve TMK madde 166/1-2 kapsamında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı ve ortak hayatın sürdürülebilirliğine göre sonuca varılacaktır. Böyle bir durumda, mahkeme tarafından taraflara dava sebepleri ve delillerini sunmaları için süre verilecektir.
- “…Anlaşmalı boşanma davası olarak açılmış olan işbu davada, ilk derece mahkemesince verilen hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmakla, bölge adliye mahkemesince yargılamanın çekişmeli boşanma davası olarak yapılması gerektiğinden bahisle, kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosyanın tetkikinden, bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince usulüne uygun dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan, doğrudan ön inceleme duruşması yapılarak ve erkeğin bildirdiği tanıklar dinlenilerek hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyanları ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip; akabinde ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra, usulüne uygun
şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken; usulüne uygun dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan doğrudan ön inceleme duruşması yapılıp tahkikata geçilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasına karar verilmesini gerekmiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/7757 E 2021/8521 K
Diğer ihtimal ise, anlaşma yönündeki iradenin diğer eş tarafından sakatlanması halidir. Hukukumuzda irade sakatlığı halleri yanılma/hata (Türk Borçlar Kanunu madde 30), aldatma/hile (TBK madde 36) ve korkutma/ikrah (TBK madde 37) olarak düzenlenmiştir. Bu gibi durumlarda iradesi sakatlanan eşin, eğer boşanma kararı henüz kesinleşmemişse bunu istinaf ederek, kesinleşmiş ise iptali için ayrı bir dava yoluyla talepte bulunması gerekecektir.
III) Protokol Hükümlerini Yerine Getirmeyen Eşe Ne Yapılabilir?
Yukarıda izah edildiği üzere, hüküm fıkrasına aktarılan taleplere ve anlaşma konularına uymayan eşe karşı, ihtilafa konu menfaatin türüne göre çeşitli davalar açılabilir;
- Tapu İptal ve Tescil Davası
- Tescile Zorlama Davası
- İlamlı İcra Takibi
- Menfi Tespit Davası
- Maddi/Manevi Tazminat Davası
- Alacağın Tespiti Davası
Bunlardan ilk akla gelenlerdir.
Anlaşmalı boşanma vaadiyle zarara uğrayan eşin, oluşan zararlarının giderilmesini istemesi ve hatta yaptığı devirleri dahi geri alması mümkündür.
(“…Somut olayda, davacının çekişme konusu taşınmazın ½ payını davalıya anlaşmalı boşanmayı temin için verdiği dinlenen tanık beyanları ile kanıtlanmış olup, boşanma davasının da davalı tarafından ihtilaflı boşanmaya dönüştürüldüğü ve halen davanın derdest olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda davacının hileye düşürüldüğünün kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…”; Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/9188 E 2018/8808 K).
*/Makalemizdeki içerik, genel olarak bilgilendirme amaçlıdır. Her olayın farklı özellikler taşıması ve boşanma protokolünün ekonomik ve mali haklar yönüyle bağlayıcı olması nedeniyle, internetteki matbu örneklerin kullanılması yerine konusunda uzman boşanma avukatlarından destek alınması son derece önemlidir.
**/Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr/