I) Genel Olarak Boşanma Davası
Türk Hukukunda boşanma, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 161 ila 184 arasında düzenlenmiştir. Boşanma, ancak ve ancak bir mahkeme kararına bağlı olarak gerçekleşebilecek sosyal statü değişikliğidir.
Boşanma davaları, esasında özel hukuk uyuşmazlığı olması nedeniyle bu alanda geçerli olan tasarruf, taraflarca getirilme ve taleple bağlılık ilkeleri uygulanmaktaysa da yargılamada bazı özel kurallar kabul edilmiştir. Bu kapsamda TMK madde 184 düzenlemesine göre;
- Davaya bakan hakim, davanın dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe ispat gerçekleşmez.
- Boşanma davasında delil olarak yemine başvurulamaz. Bu hususla tanıkların beyanlarından önce ettikleri yemin karıştırılmamalıdır.
- Boşanmak isteyen eşlerin ikrarları bağlayıcı değildir.
- Tüm deliller davaya bakan hakim tarafından serbestçe değerlendirilir.
- Boşanmanın yan sonuçlarına ilişkin tarafların anlaşmaları ancak yargılamayı yapan hakim onayıyla geçerli olur.
- Duruşmanın gizliliğine karar verilmesi mümkündür.
4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanunu madde 7 düzenlemesine göre; bu davalarda ihtilaf konusunun özelliklerine göre esasa girmeden önce; aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunlar tespit edilerek bunların sulh yoluyla çözümü, gerektiğinde uzmanlardan da yararlanarak teşvik edilir. Sulh sağlanamadığı takdirde ise yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilir.
II) Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Hukukumuzda boşanma sebepleri genel ve özel boşanma sebepleri olarak tasnif edilmekte olup uygulamada en önemli ayrım boşanmanın anlaşmalı ya da çekişmeli gerçekleşmesine göre yapılmaktadır.
Yasaya göre genel boşanma sebebi; evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayanmakta olup anlaşmalı boşanma da bu kapsamda ele alınır.
Özel boşanma sebepleri ise yasadaki sırayla zina, kötü muamele, suç işleme/haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı olarak düzenlenmiştir.
Boşanma davası açılırken, aynı anda birden fazla boşanma sebebine dayanılması mümkündür. Ancak mahkeme tarafından karar verilirken, dayanılan boşanma gerekçesinin ispat durumuna göre hüküm kurulacaktır.
Boşanma sebeplerine dayalı dava açmada temel prensip kusur ilkesi olup kural olarak dava açma hakkı kural olarak kusursuz eşe aittir.
III) Boşanma Davası Sonucu Karar
Boşanma davasında dava açmaya hakkı olan eşe, TMK madde 167 seçimlik hak tanımaktadır. Düzenlemeye göre eş, dilerse boşanma dilerse ayrılık talep edebilecektir. Yargılamada davaya bakan hakim, boşanma talep edildiğinde eğer ortak hayatın yeniden kurulması ihtimali mevcutsa boşanma yerine ayrılığa karar verebilir. Ancak dava talebi ayrılık ise boşanmaya karar verilemez.
Boşanma davası sonucunda hakim tarafından tazminat istemleri ile velayete dair meselelerle nafaka talepleri hükme bağlanacaktır. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının sonucunu beklemek durumunda olduğundan, tarafların bu yöndeki dava talepleri uygulamada tefrik edilerek asıl dava olan boşanma bekletici mesele yapılmaktadır.
Boşanma davasında hakim, TMK madde 169 gereği davanın devamı süresinde gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine, çocukların bakım ve korunmasına dair geçici önlemleri talep bulunmasa dahi resen değerlendirecektir.
IV) Boşanmada Tazminata Nasıl Hükmedilir?
Boşanma davasında taraflara uğradıkları maddi/manevi zararları talep hakkı, TMK madde 174 içerisinde düzenlenmiştir. Ancak bu kapsamda talep hakkı, kusursuz ya da daha az kusurlu tarafa tanınmıştır.
TMK madde 174/1 düzenlemesine göre; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir” hükmü mevcuttur. Yine TMK madde 185 gereği, evlilik sürerken eşlerin karşılıklı yükümlülükleri bir diğeri için hak ve menfaattir. Boşanma sonucunda bu hak ve menfaat sona erer. Sona eren menfaat kusursuz ya da az kusurlu eşin boşanma dolayısıyla uğradığı zarardır. Kusur durumuna göre tazminat istenebilir. Burada kastedilen tazminat bakım, dayanışma, ekonomik yardımlaşma hakkının kaybından doğan menfaattir. Zira TMK madde 185, evin giderlerini eşlere eşit olarak yüklemektedir. Dolayısıyla bir eş diğerinden yararlanmaktadır.
TMK madde 174/2 hükmüne göre ise; “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Onur kırıcı davranışlar, sürekli aşağılama, hakaret, huzur vermeme, kötü davranış, şiddetin her türlüsü (psikolojik ve fiziki şiddet), eşi toplum önünde mahcup duruma düşürmek, evlilik birliğini dışarıdan yönetmek isteyenlere fırsat vermek gibi haller manevi tazminatı gerektirir.
Kararı veren hakim, maddi tazminatın toptan ya da şartlara göre irat biçiminde ödenmesine karar verebilir. Son durumda ilerleyen süreçte değişen mali durum veya hakkaniyete göre irat arttırılıp azaltılabilir. Ancak manevi tazminat herhalde toptan ödenir.
V) Ayrılık Davası Nedir?
Evlilik ve aile kurumunun toplum düzenindeki yeri ve bu konudaki kamusal menfaate bağlı olarak, aralarında boşanma sebepleri meydana gelmiş tarafların istekleri ya da resen mahkeme tarafından hükmolunan ayrılık, kendine özgü bir ara dönemi ifade eder.
Kararı veren hakim, somut olay koşullarına göre eğer ortak yaşamın yeniden tesis edilebileceğine inanıyorsa, boşanma yerine tarafların daha sağlıklı düşünmeleri ve toplum/aile düzeninin korunması adına ayrılığa karar verebilir. Yine boşanma sebeplerinin varlığına rağmen taraflar ayrılık talebinde bulunmuş ise de verilecek karar boşanma değil ayrılık kararıdır.
Ayrılık kararı 1 yıldan 3 yıla kadar süreyle takdir olunacaktır. Süre bitiminde ayrılık durumu sonlanacak ve tarafların durumuna bakılacaktır. Eğer taraflar ayrılık süresi sonunca ortak yaşamı yeniden tesis ederlerse sorun kalmaz. Ancak ayrılığa rağmen ortak yaşamın tesis edilemediği hallerde TMK madde 172 gereği eşlere yeniden boşanma davası açma hakkı tanınmaktadır. Bu davada hüküm kurulurken ayrılık kararıyla sonuçlanan ilk davadaki ispatlanmış olaylar ile ayrılık süresinde yaşanan olaylar birlikte değerlendirilir.
VI) Boşanmanın Diğer Sonuçları Nelerdir?
Boşanma ile tarafların birbirlerinden yasal mirasçı sıfatları sona erer. Ayrıca önceden yapılan ölüme bağlı tasarruflarda aksi kararlaştırılmadıkça sağlanan menfaat ve edimler sona erecektir.
Boşanma ile kadın evlenme ile sağladığı kişisel durumunu korumakla birlikte önceki soyadını yeniden alır. Boşanmayla sonuçlanan evlilik öncesi dul olanlar ise bekarlık soyadını hakim izniyle kullanabilecektir. Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunan hallerde, kocaya zarar vermemek kaydıyla eski eşin soyadı kullanılmaya devam edebilir.
VII) Hangi Mahkeme?
Boşanma davaları, 4787 sayılı yasa madde 4 gereği Aile Mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise boşanmaya bu sıfatla Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır.
Yetkili mahkeme ise TMK madde 168 gereği eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son kez 6 ay birlikte oturulan yer mahkemesi yetkilidir.
*Makalemizdeki içerik, genel olarak bilgilendirme amaçlıdır. Her olayın farklı özellikler taşıması ve kişinin yaşamını doğrudan ilgilendiren boşanma davalarında hak kaybı yaşanmaması adına, konusunda uzman bir avukat tarafından dava takibi önem taşımaktadır.
**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr