Boşanma birden çok cephede savaşmaya benzer.
Bu kararı almanın zorluğu sadece psikolojik değil, çoğu kez ekonomiktir ve hatta bazı durumlarda temel insani ihtiyaçların karşılanmasına kadar sirayet edebilir.
Özellikle boşanma davası açılmasıyla oluşacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar geçecek sürenin uzunluğu ile katlanarak artacak olan sorunlar, bu yönde karar alınmasını etkileyecek kadar önemlidir.
Peki çözümü? Elbette boşanma ile oluşan kaybın yüzde yüz telafisi yok, basit tabirle giden zaman ve sizden götürdükleri geri gelmiyor.
Ancak boşanma sürecinin olumsuz etkilerini hafifletecek olan bir düzenleme yasamızda mevcut; TMK madde 169.
- “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”
Böylece, öteden beri uygulanagelen bu hükme göre (743 sayılı eski yasadaki karşılığı madde 137) hakimin, bu konuda bir talebin varlığını aramaksızın, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ilişkin geçici önlemleri resen alması gerekir.
Geçici önlemler, yasada şunlardan ibarettir şeklinde sınırlı olarak sayılmamıştır. Bu konuda boşanma davasına bakan hakime, çok geniş bir hareket alanı bırakılmıştır. Bu yönde karar alınırken mali ve sosyal durum araştırması yapılarak deliller serbest biçimde toplanır ve değerlendirilir. Böylelikle hakim, TMK madde 169 hükmünden yararlanarak boşanma davasının olumsuz etkilerini bertaraf edebilecektir.
Resen harekete geçmenin anlamı şudur; boşanma davası açılmasıyla birlikte davaya bakacak hakimin hangi konularda önleme başvurulması gerektiğini öncelikle tespit etmesi ve araştırması gerekecektir. Elbette bu noktada tarafların ortaya koyduğu dilekçeler ve neticei talepler yol göstericidir. Hakim tarafından özellikle bir konuda eşlerin anlaşmaları mevcut ise, dikkate alınmalıdır. Ancak geçici önlemler noktasında hakim, tarafların anlaşması ile bağlı değildir. Bağlı olduğu kriterler, çocukların üstün yararı, evlilik birliğinin korunması ve davanın sağlıklı biçimde ilerlemesi gibi yasanın çeşitli maddelerinde hayat bulan düzenlemelerin konulma amacıdır
Uygulamada en çok karşılaşılan geçici önlem konularına bakıldığında;
- Çocuklar ve eş yönüyle ayrı ayrı tedbir nafakası belirlenmesi,
- Oturulan evin ve eşyaların kime tahsis edileceği,
- Kirada oturulması durumunda kira bedelinin ne şekilde ödeneceği,
- Evlilikte alınan nitelikli eşyaların kimin kullanımına bırakılacağı,
- Edinilmiş mal rejimine tabi olan malvarlıklarının elden çıkartılmasına dair önlemler alınması,
- Eşlerin mal kaçırmalarının önüne geçek adına tasarruf yetkilerinin kısıtlanması,
- Tapu, Ticaret ve Trafik Sicillerinde gerekli şerhlerin verdirilmesi,
- Malların yönetimi ve gelirleri ile ilgili önlemlere başvurulması,
- Çocuk mallarının korunmasına dair tedbirlerin alınması,
- Ortak çocukların himayesi ve velayetinin geçici olarak eşlerden birine bırakılması,
- Diğer eşin çocukla görüşme günlerinin belirlenmesi,
- Kaçırılma ihtimali olan çocuklara dair önlemlere başvurulması,
- Korunma ihtiyacı olan çocuklar ve çoğu kez kadın için gerekli tedbirlerin alınması,
En sık karşılaşılan geçici önlem konuları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Geçici önlemler, davanın kesinleşmesine kadar geçecek sürede verilmektedir. Dolayısıyla Aile Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararının istinaf ve temyiz aşamalarında da bu tedbirler mevcudiyetini korurlar
Yargıtay uygulaması, her somut olayda olayın özelliklerine göre önleme başvurulması yönünde oluşmuştur. Bu açıdan farklı olaylar ve konulara dair karar örneklerine gelin birlikte bakalım
- Nafaka Acildir, Davanın Açılması ile Belirlenmelidir;
- “…Tedbir nafakası, talebe bağlı olmaksızın (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3102 E 2018/46 K
- Tedbir Nafakası Boşanmanın Kesinleşmesine Kadar Geçerlidir ve Kusura Bakılmaz;
- “…TMK’nın 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, açılan boşanma davası kapsamında alınan geçici nitelikteki bir önlem olarak hâkim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile sona erer…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1578 E 2018/791 K
- “…Toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı kadının herhangi bir gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devamına karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/6369 E 2018/1238 K
- “…Tarafların kusur durumları, geçici nitelikteki bu sayılan tedbirlerin alınmasına etkili değildir. Yasa hükmünde, geçici nitelikteki tedbirler için “kusur” unsuruna yer verilmemiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/6369 E 2018/1238 K
- Ortak Konutun Tahsisi Geçici Önlemlere Dahildir;
- “…Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde müşterek olarak ikamet edilen taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını tapu sicil müdürlüğünden talep ettiğini belirterek bu konutun müvekkiline tahsisini talep etmiş, mahkeme aile konutu şerhi talebinin reddine karar vermiştir. Davacının bu talebi Türk Medeni Kanunun 169. madde kapsamında barınma önlemine ilişkin bir talep olup, mahkemece bu talep yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/17792 E 2016/9545 K
- Geçici Velayet Konusu Çözümlenmelidir;
- “…ortak çocuğun geçici (TMK m.197) olarak velayetinin tarafına verilmesi talebi ise reddedilmiş, ancak ortak çocuğun kadın ile birlikte yaşamasına karar verilmiştir. Bu şekilde hüküm tesisi kendi içinde çelişki oluşturmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, çelişkinin giderilerek tüm deliller değerlendirilip sonucu uyarınca ortak çocuğun geçici velayeti (velayetin tedbiren düzenlenmesi) konusunda bir karar vermekten ibarettir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/23360 E 2018/10797 K
*/Makalemizdeki içerik, genel olarak bilgilendirme amaçlıdır. Her olayın farklı özellikler taşıması ve boşanmanın kişisel, ekonomik ve mali haklar yönüyle önemli sonuçları olması nedeniyle, internetteki matbu örneklerin kullanılması yerine konusunda uzman boşanma avukatlarından destek alınması son derece önemlidir.
**/Yargıtay kararları için bknz; https://karararama.yargitay.gov.tr/