Boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin kusurunun neticelerine, gelin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu/TMK ve Yargıtay kararları ışığında birlikte bakalım.
Boşanma davalarında kusur, her şeydir. Çünkü boşanma ancak ve ancak eşlerden birinin yasada yer alan boşanma sebeplerinden birisini kusurlu biçimde işlemesiyle gerçekleşecektir. Hatta boşanmanın feri niteliğindeki diğer talepler de örneğin tazminat ve bazı boşanma sebeplerine göre ileride açılacak mal paylaşım davası dahi kusura göre şekillenir.
- “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. “; TMK madde 174/1; Maddi Tazminat
- “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”; TMK madde 174/2; Manevi Tazminat
- “…Boşanma davasının eki niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerine ilişkin uygulamada; isteklerin tümü-yasadan kaynaklı birbirlerinin eki niteliğinde bulunduklarından boşanma kararı ve boşanmanın fer’ilerine ilişkin kararlar, hükmün gerekçesiyle ve de gerekçede belirlenen “Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların kusur durumu” ile birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Boşanma davası ile nafaka ve tazminat davaları arasında hukuki sebep birliği yoksa da birbirlerinin eki olması itibariyle aralarında sıkı sıkıya bağlı, biri olmadan diğerinin varlık kazanamayacağı sebep ve sonuç ilişkisi vardır. Tarafların, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur unsurunun tespit edilmiş olunduğu gerekçe; münhasıran boşanma hükmüne değil, boşanma ve eki niteliğinde talep edilen istemlere ilişkin kurulan hükümlerin tümünün gerekçesidir…”; Yargıtay 2020/303 E 2021/242 K
Özellikle genel boşanma sebeplerinin düzenlendiği Türk Medeni Kanunu madde 166, evlilik birliğinin temelden sarsılmasının ne olup ne olmadığı yönünden somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hakime çok geniş takdir hakkı tanımıştır.
Bu takdirde nazara alınacak en önemli unsur ise eşlerin ortak yaşamı çekilmez hale getiren davranışlarının neler olduğudur.
- “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”; TMK madde 166/1
Söz konusu hüküm uyarınca, evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kusurlu olsa dahi boşanma davası açabilir.
Yani dava açabilme hakkı, eşlerden birinin kusursuz olması şartına bağlanmış değildir. Eşlerden her ikisi de kusurlu olsa veya her ikisinin de kusuru bulunmasa bile, yine de boşanma davası açılabilir. Hatta maddenin devamına göre daha kusurlu olan eş dahi böyle bir durumda dava açabilmektedir
- “Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir”; TMK madde 166/2
Ancak Yargıtay, bu hükmü tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Yani kendisine dava açılacak eşin az da olsa boşanmayı gerektiren derecede kusurlu olması Yargıtay’a göre şarttır.
- “…Evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olması durumunda, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı bulunmaktadır (TMK m. l66/II). Bu durumda, davacının davalıdan daha fazla kusurlu olduğu itiraz yoluyla ispat edilirse, davanın reddedilmesi gerekir. Bu sonuç, bir kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak kazanamaması ilkesinden doğan bir sonuçtur (Turgut Akıntürk/Derya Ateş Karaman, Türk Medenî Hukuku Aile Hukuku, C. 2, 14. Baskı, İstanbul 2012, s 267)…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/594 E 2015/2795 K
- “…bu hali ile davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bir kimse sırf kendi kusurlarına dayanarak boşanma davası açamaz. O halde davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8914 E 2017/14517 K
Çünkü tam kusurlu eşin boşanma davası açması tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki “birlik artık sarsılmıştır” diyerek, boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.
- “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz”; TMK madde 2 Dürüstlük Kuralı
Boşanmada eşlerin eşit kusurlu olmaları durumunda, dava sebebi olayların ispatı halinde boşanma gerçekleşirse de diğer taleplerin reddi gerekecektir.
- “…tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir (TMK m.174). Mahalli mahkemece davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir…”; Yargıtay 2021/7205 E 2021/6816 K
Müşterek çocuklar için verilen iştirak nafakası ve velayetin kimde kalacağı konuları taraf kusurlarının dışında ve kamu düzenini ilgilendirmekle çocuğun menfaatine göre çözümlenecek konulardır. Yine eş için verilecek ola yoksulluk nafakasında da kusura bakılmaz.
- “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz”; TMK madde 175; Yoksulluk Nafakası
- “…Türk Medeni Kanunu’na göre; boşanma davalarının eki niteliğinde sayılan yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatlar, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/303 E 2021/242 K
Boşanma ile sonuçlanan davalarda tarafların boşanmaya itiraz etmeksizin kusur ve buna bağlı olarak hükmolunan alacaklara itiraz etme hakkı mevcuttur.
- “… boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkek tam kusurlu bulunmuş; buna ilişkin gerekçeye dayalı olarak da boşanmaya ve ferilerine karar verilmiştir. Hüküm davalı erkek tarafından açıkça kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile velayete ilişkin istinaf edildiğinden ilk derece mahkemesince tespit edilen kusur durumunun yazılı olduğu gerekçe bölümü aleyhine olağan kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle şekli anlamda kesinleşmediği ve HMK m. 303/1 maddesi gereği şekli anlamda kesinleşmeyen bir hükmün maddi anlamda da kesin hüküm oluşturmadığı dikkate alınmaksızın kesin hükmün varlığına dayalı olarak bölge adliye mahkemesince; davalı erkeğin kusur belirlemesine ilişkin itirazının esası incelenmeksizin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde, bölge adliye mahkemesince yapılacak olan iş ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesine ilişkin tüm deliller değerlendirilerek tarafların kusur durumunun belirlenmesi ve bu belirlemeye bağlı olarak boşanmanın fer’i niteliğinde bulunan talepler yönünden karar vermekten ibarettir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/2552 E 2019/8375 K
Boşanmada kusur, etkileri son derece önemli bir konudur. Ancak bunların mahkemeye doğru biçimde aktarılması ve ispatlanması gerekecektir. Zira hakların elde edilebilmesi ispatlandığı oranda kabul görmektedir. Yine hakkın istenilmesine engel olan af türünden vakıaların da dikkatle değerlendirilmesi şarttır.
*/Makalemizdeki içerik, genel olarak bilgilendirme amaçlıdır. Her olayın farklı özellikler taşıması ve nedeniyle, konusunda uzman boşanma avukatlarından destek alınması son derece önemlidir.
**/Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr/