Evlilikte zina, özel boşanma sebeplerinin arasında yer almaktadır. Özel boşanma sebeplerinin ispatlanması durumunda, başka bir nedenin varlığına gerek olmaksızın evlilik sona erdirilebileceğinden zinanın ispatı boşanma davalarında önemli bir yere sahiptir.
(“…Dosyaya sunulan fotoğraflar, davalı tarafından karşı konulmayan bilgisayar çıktıları ve tanık beyanlarıyla, davalının asistanı olarak çalışan S..le karı-koca gibi birlikte yaşadığı gerçekleşmiştir. Esasen mahkemece de davalının sadakatsizliği sabit görülmekle, bir başka kadınla yaşadığı örtülü olarak kabul edilmiştir. Bu durumda davalının zinası ispatlanmıştır…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/22511 E 2013/8420 K).
Zinanın varlığının önem arz etmesinin bir diğer sebebi ise boşanmanın ferilerine ilişkindir. Zira bu durumda hem boşanma davasının kabulü ile kararda hükmedilecek maddi-manevi tazminatın belirlenmesinde etkilidir, hem de boşanma sonrası görülecek mal paylaşım davasında, zina eden eşin artık değer yani diğer eşten olan alacağını azaltabileceği gibi tamamen de ortadan kaldırabilmektedir. Detaylı bilgi için bknz; https://www.jethukuk.com/zinaya-bagli-bosanmanin-mal-paylasimina-etkisi/
Peki her aldatma zina mıdır? Yasa ve Yargıtay uygulaması gereği bu sorunun cevabı olumsuzdur. Yasada yer alan zina kavramı, sadece cinsel aldatma olarak kabul görmektedir, yani aldatmanın cinsel birliktelik yoluyla yaşanması ve ispatı şarttır.
(“…Zina sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için öncelikle; davalı eşin başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesinin veya cinsel ilişkinin gerçekleştirildiğine pek muhtemel bakılan bir durum içine girdiğinin kanıtlanması gereklidir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle; davalı erkeğin dava açılmadan önce başka bir kadınla birlikte birden fazla kez farklı otellerde tatil yaptıkları ve o kadınla birlikte aynı odada birlikte çekilmiş müstehcen fotoğraflarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre Türk Medeni Kanunu’nun 161’nci maddesinde yer alan boşanma sebebi gerçekleşmiştir. O halde; davacı kadının zina hukuksal sebebine dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/24076 E 2018/10959 K).
Zina sözlükte, evli bir kişinin eşinden başkasıyla yaşadığı cinsel ilişkiyi tanımlamaktadır. Hukukumuzda aynı cinsten kişilerin ilişkileri başka bir özel boşanma sebebi olan haysiyetsiz hayat sürme içerisinde değerlendirilmektedir. Bu anlamda zinaya dayalı boşanmaya karar verilebilmesi için en önemli koşul, yaşanan bir cinsel ilişkinin varlığı ve bunun kesin ya da güçlü delillerle ispatıdır. Bu boyuta ulaşmayan eylemler, sadakat yükümlülüğünün ihlali olarak genel boşanma sebebi içerisinde nazara alınacaktır.
Zinada af olur mu? Zina vakıasına rağmen aldatılan eş zina yapan eşi affederse bu sebebe bağlı olarak dava açılamaz. Aftan kasıt, zinadan sonra yapılan eylemin bağışlanmasıdır. Yargıtay’a göre zinadan önce böyle bir açıklama ya da eşler arasında anlaşma yapılması ahlaka aykırılığı nedeniyle geçersizdir. Af iradesi, açık bir beyanla yapılabileceği gibi zımni olarak da ortaya konulabilir. Detaylı bilgi için bknz; https://www.jethukuk.com/bosanmada-affetmeye-dair-yargitay-yaklasimi/
Bu konuda zamanaşımı sürelerine de dikkat edilmelidir. Zinaya dayalı boşanma davası, aldatılan eşin bu durumu öğrenmesinden itibaren 6 ay ve her durumda zina olayının üzerinden 5 yıl geçmemesi şartlarıyla süreye bağlı olarak açılabilir. Anılan süre hak düşürücü olduğundan resen dikkate alınacaktır
(“…Davacı kocanın, eşinin bir başka erkekle zina ettiğini Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/304 esas, 2010/134 karar sayılı dosyasının 15.09.2009 tarihli duruşmasında öğrendiği, zina nedeniyle boşanma davasını 01.04.2010 tarihinde açtığı, bu durumda davanın yasada öngörülen altı aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davasına münhasıran zina sebebine (TMK.m.161) dayalı olarak açıldığı konusunda bir çekişme de bulunmamaktadır. Durum böyleyken, davanın hak düşürüsü süre nedeniyle reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde boşanma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…” ; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/19822 E 2014/20613 K).
*Yazımız genel bilgillendirmeye yöneliktir. Boşanma davaları ve mal rejimi uyuşmazlıkları birçok ayrıntıyı içerdiğinden konusunda uzman kişilerden yardım alınması hak kaybı yaşanmaması adına son derece önemlidir.
**yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr/