
Türk hukukunda nafaka, boşanma durumunda ekonomik olarak güçsüz olan tarafın korunması amacıyla düzenlenmiştir. Çalışan bir kadın, eğer kendi geliriyle geçinebilecek durumdaysa, alacağı nafaka bu durumdan etkilenir ve alma hakkına sahip olmayabilir.
Ancak, kadının geliri ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyorsa veya boşanma sonrası yaşam standartlarında ciddi bir düşüş olacaksa, yoksulluk nafakası talep edebilir.
Bu durumda yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür(eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerekir.
Yani çalışan bir kadın da nafaka alabilir. Nafaka konusunda en önemli kriter, eşler arasındaki ekonomik denge ve boşanma sonrası maddi durumun adil bir şekilde düzenlenmesidir.
(“…Bu durumda, bölge adliye mahkemesince yeniden usulünce davacı- davalı kadının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek, sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3025 E 2022/4808 K).
Talep edilecek nafaka türlerine bakıldığında;
1/Tedbir Nafakası
-Boşanma davası süresince, geçici olarak bağlanan nafakadır.
-Boşanma kesinleşene kadar devam eder.
2/Yoksulluk Nafakası
-Boşanma nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşen eş lehine bağlanır.
-Nafaka alabilmek için daha az kusurlu veya kusursuz olmak gerekir.
-Çalışan bir kadın eğer geliri yetersizse ve boşanma sonrası ciddi bir ekonomik kayıp yaşayacaksa, nafaka alabilir
-Mahkeme, çalışıyor olmasına rağmen kadının hayat standartlarını koruyup koruyamayacağını değerlendirir.
3/İştirak Nafakası
-Çocukların bakım ve eğitim giderleri için verilir.
-Kadının çalışıyor olması, çocuğun babasından nafaka almasını engellemez.
(“…Davacı eşin çalışıyor olması davalıyı tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Halen evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre, ayrı yaşamaya haksız olarak sebebiyet veren eş tedbiren nafaka vermekle yükümlüdür. Ancak, davacı eşin çalışması, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde dikkate alınmak zorundadır. Böylece “hakkaniyet” ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir…”; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/2243 E 2018/12795 K).
Mahkeme, kadının ekonomik durumunu değerlendirirken:
✅ Gelir düzeyi (maaş, varsa kira geliri vb.)
✅ Yaşam standartları
✅ Çocukların bakımı (eğer varsa)
✅ Eski eşin mali gücü
✅ Evlilik süresi ve tarafların fedakarlıkları gibi faktörleri göz önüne alır.
Çalışan bir kadın, eğer boşanma sonrası maddi anlamda yoksulluğa düşecekse, eski eşinden yoksulluk nafakası talep edebilir. Ancak, eğer düzenli ve yeterli bir geliri varsa, mahkeme nafaka bağlamayabilir ya da düşük bir miktar belirleyebilir. Bu durum tamamen hakimin takdirine bağlıdır ve her boşanma davasında farklı değerlendirilecektir.
*Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr/