Tüm dava tiplerinde oldukça önemli bir yeri olan tanıkların, yalan tanıklık yapmaları halinde yargılanıp ceza alacaklarını biliyor muydunuz? Gelin yasada suç olarak tanımlanmış bu eylemin ne şekilde cezalandırıldığında kısa başlıklar altında hep birlikte bakalım.
1- Hangi Haller Yalan Tanıklık Sayılır?
Yalanın sergilenmesi çeşitli şekillerde mümkün olup tek bir formu yoktur. Bu açıdan tanıklık yapan kişinin doğrudan gerçeği değiştirmesi, gerçek olan hususları eklemelerle çarpıtması, kısmi konularda yalana başvurulması, inkara başvurması kadar suskun kalarak gerçeği gizlemesi arasında fark yoktur.
Yalan tanıklıkta, gerçeğe aykırılığın objektif olması şarttır. Yani ifadenin gerçeklere aykırı olduğu net olmalı, ayrıca tanığın çeşitli sebeplerle maddi gerçeği farklı aktarma bilinci/amacı taşıması gerekir. Yoksa tanığın gördüğü ve bildiği kadarını aktarması durumunda, olayın daha farklı olduğundan bahisle tanığın suç işlediğinden bahsedilemez.
Yalan tanıklık suçu kamu düzenine karşı işlendiği kabul edilmekle şikayete tabi değildir. Dolayısıyla kendisi hakkında yalan ifade verilen kişinin şikayetçi olması gerekmediği gibi şikayetçi olmadığından bahisle davanın düşmesi de mümkün değildir. Yine bu sebeple böyle bir suçun işlendiğini haber alan makamların suç ihbarında bulunmaları zorunludur.
2- Kime Karşı Yalan Tanıklık?
İster ceza davası ister boşanma davası ya da idari soruşturma olsun, mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye yetkili makam önünde gerçeğe aykırı beyanda bulunulmasıyla bu suç oluşacaktır. Bu suçta önem arz eden tanık dinlemeye yetkili bir mercinin bulunması ve yalan beyana başvurulmasıdır.
Adli makamların tanık dinleme yetkisi zaten asli olup tartışmasızdır. Dolayısıyla Mahkeme huzurunda dava sırasında ya da keşifte hakime verilen beyanda, yine soruşturma ifadesinde savcıya verilen ifadeyle bu suçun işlenmesi mümkündür. Bu açıdan yemin verdirme yetkisi bulunmamakla karakolda verilen ifadeyle bu suç oluşmayacaktır.
Bunların dışında memur yargılamalarında görevli muhakkikler, disiplin soruşturmalarını yürüten makamlar, tahkim yargılamasında hakemler huzurunda verilen ifadeler sırasında da bu suçun işlenmesi mümkündür.
3- Daha Fazla Ceza Gerektiren Haller Neler?
Yalan tanıklık sonucunda bazı durumlarda daha fazla cezaya hükmedilecektir. Bunlar;
Hakkında yalan ifade veren hakkında herhangi bir koruma tedbiri uygulanması, gözaltı, tutuklama, hapis cezasıyla mahkumiyet ve bunun infazına başlanması gibi durumlarda, bunların ağırlığına göre çok geniş skalada cezalandırma yoluna gidilecektir.
4- Peki ya İşin Ucu Tanığa Dokunuyorsa?
Her şeyden evvel bilinmeli ki, Anayasa madde 38/5 gereğince hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Bu kişiler evlilik bitse dahi eş, nişanlı, kan ve kayın hısımlığında üst ve alt soyların tamamı (anne-baba, büyük anne-baba, evlat- torun) 3. derece dahil kan hısımları (amca-teyze-dayı-hala) ve 2. derece dahil kayın hısımları (eşin kardeşleri) olarak kabul edilmektedir. Kişinin tanıklıktan çekinme hakkının ifade alan makamca bildirilmesi esastır.
Buna rağmen;
- Kendisinin, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunması,
- Tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması,
Durumunda cezadan indirim yapılabileceği gibi duruma göre ceza vermekten de vazgeçilebilir. Bu konuda takdir hakkı tamamen Mahkemededir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/1490 E 2021/19547 K sayılı kararında; “Sanığın 31.12.2013 tarihinde kollukta bilgi sahibi olarak alınan beyanında yalan tanıklık yaptığı iddia ve kabul edilmiş ise de; CMK’nın 43.maddesinin 5.fıkrası hükmü karşısında yeminli tanık dinleme yetkisi bulunmayan kolluk tarafından düzenlenen bilgi alma tutanağındaki beyan nedeniyle yalan tanıklık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı gözetilmeden, sanığın atılı suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi” içtihadıyla yemin verdirmeye yetkisi olmayan karakol önünde ya da sair kolluk ifadelerinde verilen ifadelerle bu suçun işlenemeyeceğine karar vermiştir.
*Kişinin yaşamını doğrudan ilgilendiren yalan tanıklığa uğranılan olaylar ya da bu suçtan savunma yapılması gereken davalarda hak kaybı yaşanmaması adına avukat tarafından takibi önem taşımaktadır.
** Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr