I) HAGB Nedir?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması; başlangıçta sırf suça karışan çocuklar için 5395 sayılı yasayla öngörülmüşken, sonradan tüm kişileri kapsayan biçimde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 231/5 ve devamındaki fıkralarda düzenlenen bir kurumdur.
HAGB kararı, gerek yapısı gerekse neticeleri itibariyle kendine özgü bir ceza yargılaması müessesesidir. Böylelikle toplum barışına etkisi yasama tarafından sınırlı kabul edilen bazı suçlarda, işledikleri suçlar sabit görülen kişilerin cezalandırılmaları yerine hükmün askıya alınarak denetim altına alınmaları ve nihayetinde yükümlülüklere uymaları halinde mahkumiyetin hukuki sonuç doğurmaması imkanı getirilmiştir.
HAGB kararı verilirken, tıpkı mahkumiyet hükmü gibi suçun işlendiğine dair tam kanaate ulaşılacak ve ardından atılı suçtan hüküm kurulup nihayetinde şartları mevcutsa açıklanması geri bırakılacaktır.
II) HAGB Şartları Nelerdir?
HAGB için ilk ve en önemli şart, sonuç cezanın 2 yılın altında kalmasıdır. Mahkeme tarafından, işlendiği kabul edilen suçtan hüküm kurulup lehe aleyhe tüm maddeler uygulandıktan sonra sonuç ceza 2 yıl ya da altında kaldığı takdirde hagb kararı için aranan ilk şart sağlanmış olacaktır. Adli para cezalarında ise miktara bakılmaksızın hagb kararı verilebilir. Ancak suçun hapis ve birlikte adli para cezasını gerektirdiği hallerde hapis cezası nazara alınacak olup bu durumda eğer ceza 2 yılı üzerindeyse adli para cezası yönüyle de hagb kararı verilemez.
İkinci şart ise sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum edilmemesidir. Ek olarak, sanık hakkında daha önceden yapılan bir yargılamada verilen bir HAGB kararı bulunan hallerde de tekrardan HAGB kararı verilemez. Ancak son şart için ikinci suçun denetim süresi içerisinde ve 27.06.2014 tarihinden sonra işlenmesi gerekecektir.
Üçüncü şart, suçla oluşan bireysel ya da kamusal zararın giderilmesidir. Zararın aynen giderme, tazminat ya da eski hale iade şeklinde geri verilmesi arasında bir fark yoktur. Yine suç mağduru tarafından kabul edilen hallerde kısmi ödeme ya da zararın bulunmadığının veyahut talep edilmediği hallerde de şart yerine getirilmiş sayılacaktır. Ayrıca zararın tek seferde giderimi mümkün olmayan hallerde denetim süresi içinde aylık taksitlerle giderilmesi suretiyle de HAGB kararı verilebilir.
Dördüncü şart ise, uygulamada çok karşılaşılmamakla birlikte suçun Anayasa madde 174 ile koruma altına alınan inkılap kanunlarından olmamasıdır.
Beşinci şart, sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkemede olumlu kanaatin oluşmasıdır. Bu yönde kanaate varılmasında mahkeme tarafından sanığın kişilik özellikleri ve duruşmada gözlemlenen hal ve tavırları dikkate alınacaktır. Bu yönde yapılacak değerlendirme hakim takdirinde olmakla birlikte, diğer şartların mevcut olduğu durumlarda HAGB kararının neden verilmediği kararda gerekçelendirilmelidir.
Son olarak ise, HAGB ile gerek denetim yükümlülüğü getirilmesi gerekse daha etkin yasa yolu denetimlerinden bir tür vazgeçilmiş olmasına bağlı olarak, sanığın kabul şartı öngörülmüştür.
III) HAGB Yükümlülükleri Nelerdir?
HAGB kararıyla birlikte, sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü askıda kalacaktır. Bu yönde kararla yetişkinler 5 yıl, çocuklar ise 3 yıl denetim süresine tabi tutulur. Bu süre içerisinde ayrıca bir yıldan fazla olmamak üzere denetimli serbestlik tedbiri olarak;
- a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
- b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
- c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,
Karar verilebilir.
IV) HAGB Kararı Sonrasında?
Hagb kararı sonrasında;
a) Yükümlülüklere uyulması halinde CMK madde 231/10 gereği düşme,
b) Aksi durumda ise CMK madde 231/11 gereği hükmün kural olarak aynen, istisnai hallerde yeniden değerlendirmeyle açıklanması,
Sonucu doğacaktır.
Denetim süresi içerisinde sanık tarafından kasti bir suç işlenmeyen ve varsa diğer denetim yükümlülüklerine uygun davranılan hallerde, sürenin dolmasıyla mahkeme tarafından duruşma açılarak taraflar gelmedikleri takdirde yokluklarında karar verileceği ihtarıyla davet edilecek, akabinde UYAP kayıtları ve İl Başsavcılıkları nezdine sanığın başkaca suç işleyip işlemediği araştırılarak tespitte bulunulacaktır.
İyi hali tespit edilen sanıklar yönüyle düşme kararı verilmesi zorunlu olup mahkemenin tekrardan sübuta ve ispata yönelik değerlendirme yapma yetkisi bulunmamaktadır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/1119 E 2020/349 K)
Diğer durumda ise oluşan ihtimale göre ya denetim süresi içerisinde işlenen bir başka kasti suçun varlığı nedeniyle hüküm açıklanacak ya da sonucu beklenecektir. Hükmün açıklanacağı hallerde kural olarak aynen açıklanması gerekmekle birlikte mahkemece, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.
V) HAGB Kararına Karşı Hangi Yollara Başvurulur?
HAGB kararına karşı kişi ve avukatı tarafından 7 gün içerisinde itiraz yasa yoluna başvurulabilecektir. Yapılan itirazı inceleme yetkisi
Yapılacak itirazı inceleyecek merciler ise;
1- Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı itiraz, yargı çevresinde bulunan Ağır Ceza Mahkemesi,
2-Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararlara itirazlar, aynı yerde birden fazla daire bulunan hallerde numara olarak kendisini izleyen daireye ve son numara için ilk daireye; aynı yerde tek daire bulunan hallerde ise en yakın Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelenecektir.
Uygulamada başlangıçta itiraz incelemesinin sırf hagb şartları ile sınırlılığı kabul edilmişse de, sonradan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi madde 13 “etkili başvuru” ve ek protokol 7 madde 2 “cezai konularda iki dereceli inceleme” hakkının doğal sonucu olarak bu içtihattan dönülerek esasa dair incelemenin de yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/11-1150 E 2020/148 K sayılı kararıyla “…hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasında yer alan suça ve sanığa ilişkin objektif uygulama koşullarının var olup olmadığı ile sınırlı olarak incelenmesi durumunda hak arama özgürlüğü ile AİHS’nin 13. maddesindeki etkili başvuru hakkının ihlal edilebileceği ve ayrıca ceza muhakemesi hukukunun maddi gerçeğe ulaşma amacıyla da bağdaşmayan sonuçlara neden olabileceği göz önüne alındığında itiraz merciinin CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığına dair yapılacak şekli denetim dışında esas bakımından da ( suçun sübutu, nitelendirilmesi vb. konularda ) değerlendirme yapması ve açıklanmayan hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıkları denetlemesi, bu bağlamda Özel Dairece, kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu kabul edilmelidir…” içtihadında bulunmuştur.
*Özgürlük hakkını doğrudan ilgilendiren ceza yargılamasında hak kaybı yaşanmaması adına avukat tarafından takibi önem taşımaktadır.
**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr