KAÇAKÇILIK SUÇUNDA ARAÇ MÜSADERESİ

KAÇAKÇILIK SUÇUNDA ARAÇ MÜSADERESİ
26.12.2022
2.766

I) Kaçakçılıkta Kullanılan Araca El Konulabilir mi?

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan kaçakçılık suçlarında kullanılan her tür taşıta elkonulması mümkündür. Bu yönde yapılacak işlem, 5607 sayılı yasa madde 10/1 atfıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 128/4 hükümlerine tabi olacak ve anılan düzenleme gereği aracın türüne göre kayıtlı bulunduğu sicile şerh verilmesi suretiyle icra olunacaktır.

Kaçakçılık suçuna karışan aracın müsaderesinde araç sahibinin aynı zamanda suçun faili yani kaçakçılığı gerçekleştiren şüpheli/sanık olmasıyla 3. kişi yani malen sorumlu olması farklı değerlendirme kriterlerinin uygulanması sonucu doğuracaktır.

II) El Konulan Araç Ayrıca Alıkonulabilir mi?

Bazı özellikle arz eden hallerde elkoymanın fiilen yani alıkoyma suretiyle yerine getirilmesi mümkündür. 5607 sayılı yasa madde 10/2 düzenlemesi, normalde siciline şerh verilmesi suretiyle elkonulacak araçların hangi şartlarda ayrıca alıkonulacağını düzenlemektedir.  Anılan maddeye göre;

  • Suçta kullanılan araçta, suçun işlenmesini kolaylaştıracak ya da kaçak eşyanın bulunmasını engelleyecek şekilde yapılmış özel tertibat yani gizli bölge bulunması,
  • Yakalanan aracın ilgili sicilde herhangi bir kaydının bulunmaması yani kayıt dışı olması,
  • Daha önceden başka bir kaçakçılık eyleminden yakalanan ve adli soruşturma/kovuşturmaya tabi aracın aynı suçta tekrardan kullanılması,

Hallerinde araç fiilen zapt olunacaktır.

III) Elkoyma/Alıkoyma Farkları

Bazı hallerde kaçakçılık suçuna karıştığı şüphesiyle Gümrük İdaresi veyahut yediemine bırakılıp sonrasında ilgili sicile şerh verilmek suretiyle elkonulan araçların 5607 sayılı yasa madde 10/2 gereği ayrıca alıkonulması gerekmez. Ancak böyle bir durumda madde 10/3 düzenlemesi gereği, Gümrük İdaresi tarafından yapılacak tebligattan itibaren 90 içinde muhafaza ve diğer masraflar karşılanmak suretiyle sahibi tarafından aracın teslim alınması gerekecektir.

Aksi durumda yani aracın sahibi tarafından masraflar ödenmeksizin teslim alınmaması halinde, tasfiye idaresi tarafından soruşturma ve kovuşturma sonucu beklenmeksizin elkonulan araç derhal tasfiye olunacaktır. Tasfiyenin satış suretiyle gerçekleşmesi halinde, satıştan elde edilen gelirden taşıtın muhafaza edilmesi ve satışı için gerekli olan bütün masraflar karşılandıktan sonra kalan miktar, kovuşturma sonucuna göre işlem yapılmak üzere emanet hesabına alınacaktır.

IV) Alıkonulan Aracı Ne Bekliyor?

Kaçakçılık suçu nedeniyle alıkonulan her türlü taşıt ve araç; 5607 sayılı yasa madde 11 gereği miktarı, cinsi, markası, tipi, modeli, seri numarası gibi eşyanın ayırıcı özelliklerini gösterir bir tutanakla Gümrük İdaresine teslim edilir. Gümrük idaresi, kaçak eşya ve taşıtların muhafazası için gerekli görülen yerlerde depo temin eder.

Aracın alıkonulduğu hallerde, araç sahibi tarafından değeri kadar teminat alıkoyma tarihinden itibaren 30 içinde Gümrük İdaresine teslim edildiği takdirde sahibine iade edilecektir. Aracın değeri belirlenirken kasko değeri nazara alınacaktır. Sigortasız araçlarda ise piyasa değeri tespit olunarak bu değer üzerinde işlem yapılacaktır.

Aksi takdirde yani alıkonulan aracın değeri kadar teminat yatırılmadığı durumda, tasfiye idaresi tarafından adli soruşturma ve kovuşturma sonucu beklenilmeksizin yine tasfiye yoluna gidilecektir.

V) Kaçakçılıkta Kullanılan Araç Müsadere Edilebilir mi?

Suça karışan araçların müsaderesi esas itibariyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 54 hükümlerine tabidir. Ancak ek olarak 5607 sayılı yasa madde 13 düzenlemesi ile bazı şartlar öngörmektedir. Bu doğrultuda müsadere şartları incelendiğinde;

  • Araç sahibinin iyi niyetli malik durumunda bulunmaması ilk ve olmazsa olmaz önkoşuldur. Eğer suça karışan aracın sahibi, aracının böyle bir suçta kullanılacağını bilmemekte, daha doğru ifadeyle kaçakçılık suçunun işleneceğinden haberdar değilse sırf kaçakçılık eylemine karıştığından bahisle aracı müsadere edilemez. Yargıtay uygulamasında iyi niyetin değerlendirilmesinde; haricen satım bulunup bulunmadığı, kayıt malikinin aracın gerçek sahibi olup olmadığı, malikin elkoyma sonrası aracın iadesi için başvuruda bulunup bulunmadığı, kayıt malikinin sürücü belgesinin var olup olmadığı, yakalanan araçla kimler adına trafik cezası kesildiği, aracı yakalatan kişiyle kayıt malikinin yakınlık derecesi, hangi sebeple aracın bu kişide bulunduğu nevinden birçok kriter incelenmekte olup suça karışan aracın 3. kişiye ait olduğu durumlarda iyi niyet olumsuz şartının üzerinde titizlikle durulmaktadır (“…sanığın savunmasında aracın kardeşine ait olduğunu beyan etmesi karşısında, davaya konu nakil aracının iyi niyetli  kişiye ait olup olmadığının tespiti bakımından; kayıt maliki olan …dinlenilip, aracı hangi sebeple sanığa verdiği belirlenerek, aracın iyi niyetli üçüncü kişiye ait olup olmadığı belirlendikten sonra müsaderesine ya da iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması…”; Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/6353 E 2021/16437 K sayılı bozma ilamından)
  • Yukarıda belirtilen iyi niyet hali bulunmadıktan sonra aşağıdaki şartların en az birinin mevcudiyeti aranmakta olup bu kapsamda;
    • Kaçak eşyanın, suçun işlenmesini kolaylaştıracak veya fiilin ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış gizli tertibat içerisinde saklanmış veya taşınmış olması (“…özel bölmeninyapıldığı ve demir aparat ile çekilerek açılabildiği, bilirkişi raporuna göre, anılan yerin zula haline getirildiğinin tespit edildiği ve içinde 890 karton sigaranın ele geçirildiği, ayrıca malen sorumlu …’ın suç tarihinden 5 ay 6 gün sonra 14.09.2011 tarihli celsede aracın iadesini talep ettiği anlaşılmakla; ruhsat sahibinin, iyi niyetli 3. kişi kabul edilmesi mümkün olmadığı halde aracın müsaderesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi…”; Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/3091 E 2014/22284 K sayılı bozma ilamından),
    • Kaçak eşyanın, taşıma aracı yüküne göre miktar veya hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturması veya naklinin bu aracın kullanılmasını gerekli kılması (“…Kaçak eşyanın naklinde kullanılan sanığa ait aracın, kaçak eşyanın miktar ve değeri, hacim itibarıyla aracın taşıma kapasitesinin ağırlıklı bölümü oluşturduğu bu suretle 5607 sayılı Yasa’nın 13.maddesinde belirtilen müsadere şartlarının oluştuğu, TCK 54.madde kapsamında müsaderenin hakkaniyete uygun olduğu gözetilmeksizin, 5607 sayılıYasa’nın 13 ve TCK. 54 madde kapsamında aracın müsaderesi yerine iadesine karar verilmesi…”; Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/31345 E 2016/11107 K sayılı bozma ilamından),
    • Taşıma aracındaki kaçak eşyanın, Türkiye’ye girmesi veya Türkiye’den çıkması yasak veya toplum veya çevre sağlığı açısından zararlı maddelerden olması,

Aranacaktır.

  • Son olarak aranan şart ise, suçta kullanılan aracın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğurarak hakkaniyete aykırılık oluşturmaması şeklindeki olumsuz şarttır. Böylelikle orantılılık ilkesi, müsadere uygulamasının hakkaniyete uygunluk sınırında kalması sağlanmaktadır ( “…Kayden araç maliki …’nın usulüne uygun tebligat ile duruşmadan haberdar edilip, dinlenilmesinin ardından davaya katılma hakkı tanınarak malen sorumlunun iyiniyetli 3. kişi durumunda olup olmadığı tespit edilerek ve gerektiğinde sanığın aracı aldığını belirttiği … tanık olarak dinlenerek, mahkemece suça konu aracın müsaderesi için 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 13. maddesinde belirtilen müsadere şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesinden sonra şartların oluştuğunun kabul edilmesi halinde 5237 sayılı TCK’nun 54/3. maddesi uyarınca müsaderenin hakkaniyeteuygun olup olmadığı da tartışılarak sonucuna göre aracın müsadere edilip edilmeyeceğine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu ve gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm tesisi…”; Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/15828 E 2021/15912 K sayılı bozma ilamından)

VI) Satın Aldığım Araca Sonradam Elkonuldu!

Sicil kayıtlarına güvenerek üzerinde herhangi bir takyit bulunmaksızın satın alınan bir araca, daha sonradan satın alma tarihi öncesine tekabül eden bir kaçakçılık suçuna karıştığından bahisle elkonulması halinde, tüm mesele yeni malikin iyi niyetli olup olmaması ekseninde çözümlenecektir.

Yargıtay uygulamasında böyle bir durumla karşılaşıldığında yeni malikin aracı edinme sebebi, şekli ve sair unsurlar titizlikle irdelenmektedir. Böyle bir durumda, yeni malikin art niyeti yani müsadereyi etkisiz kılmak saikiyle hareket ettiği tespit olunduğunda aracın müsaderesi yoluna gidilebilecek, ancak iyi niyetli olduğu anlaşıldığında müsadere imkansızlığı sebebiyle TCK madde 54/2 hükümleri işletilerek aracın yeni malikine iadesiyle suçun failinden aracın değeri kadar meblağın kaim değer olarak müsaderesi yoluna gidilecektir. Nitekim 7. Ceza Dairesi 2015/12462 E 2019/6342 K sayılı kararında aynen; “…Sanığın sürücülüğünü yaptığı … plaka sayılı araçta yapılan arama neticesinde, araçta bulunan özel bölmelere gizlenmiş şekilde toplam 485 karton gümrük kaçağı sigara ele geçirildiği olayda, mahkemece nakil aracının müsaderesine karar verilmiş ise de; sanık …’in suçta kullandığı dava konusu nakil aracının suç tarihinde…. adına tescilli olduğu,….’in hazırlık soruşturmasında suçta kullanılan aracı 20.000,00 TL bedelle sanığa sattığını beyan ettiği, araçta kaçak eşyanın ele geçmesini engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış gizli tertibat bulunduğu ve kaçak eşyanın nakil aracının taşıma kapasitesine göre miktar veya hacim bakımından ağırlıklı bölümünü oluşturduğunun anlaşılması karşısında, 5607 sayılı Kanunun 13/a – b, 10 maddelerde belirtilen zoralım şartlarının oluştuğu, müsaderenin TCK’nun 54. maddesinde belirtilen hakkaniyet kuralına da aykırı olmadığı ancak Aksaray Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/649 Değişik İş sayılı kararı ile 16/09/2012 tarihinde nakil aracının ruhsat kaydına satılamaz ve devredilemez şerhi konulmasına karar verildiği halde tedbir şerhinin sisteme Trafik Denetleme ve Şube Müdürlüğü tarafından 04/12/2012 tarihinde işlendiği, nakil aracının suç tarihinden sonra, şerhin sisteme kaydından önce 23/10/2012 tarihinde malen sorumlu …’ya noter satışı ile devrinin yapıldığı, devir tarihinde nakil aracı üzerinde henüz sistemde şerh bulunmaması nedeniyle, malen sorumlu …’nın iyiniyetli üçüncü kişi olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nun 54/2. maddesi uyarınca, nakil vasıtasının 23/10/2012 tarihli ve 0010012201219114 yevmiye satış nolu noter satış sözleşmesindeki değerinin müsaderesi yerine, …plakalı aracın müsaderesine karar verilmesi…” kararıyla araç sahibi malen sorumlunun itirazları kabul görmüş ve uygulama örneği ortaya konulmuştur.

VII) Bu Kararları Kim Verecektir?

5607 sayılı yasa kapsamında işlenen suçlarda elkoyma ve alıkoyma kararları, 5607 sayılı yasa madde 10/1 atfıyla 5271 sayılı CMK madde 128 hükümlerine tabi olup ancak hakim kararıyla alınabileceğinden; soruşturma aşamasında Sulh Ceza Hakimliği, kovuşturma aşamasında ise yargılamayı yapan Mahkeme tarafından verilebilir. Anılan kararlara karşı CMK madde 127/4 267/1 kapsamında itiraz edilebilir.

Müsadere kararı ise, kovuşturma aşaması sonucunda nihai kararla birlikte verileceğinden CMK madde 272 vd hükümlerince sanık veya davada katılan sıfatı alınması koşuluyla malen sorumlu araç sahibi tarafından İstinaf yasa yoluna başvurulabilir.

VIII) Başka Çareler Mevcut mu?

Mülkiyet hakkı, Anayasa madde 35 ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Ek protokol 1 madde 1 ile koruma altına alınan temel haklar arasında yer almaktadır. Bu nedenle mülkiyet hakları ihlal edilenler tarafından iç hukukta adli yargı safhaları tamamlandıktan sonra Anayasa Mahkemesi ve akabinde İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuruya konu edilebilecektir. Nitekim gerek Anayasa Mahkemesi gerekse İ.H.A.M. önünde mülkiyet haklarının ihlaline bağlı olarak birçok uyuşmazlık bulunmaktadır.

Anayasa Mahkemesinin 27/11/2019 tarih 2017/14768 sayılı bireysel başvuru kararında değerlendirme kısmındaki açıklamalarında; mülkiyet hakkına müdahale eden uygulamaların keyfi ve öngörülemez biçimde gerçekleştirilemeyeceği, dolayısıyla müdahaleyi gerekli kılacak haklı sebeplerin açıkça ortaya konulması gerekliliği, ayrıca bireysel menfaatlerle kamusal menfaatlerin dengelenme zorunluluğu, özellikle hak sahibinin iyi niyetli malik konumunda bulunup bulunmadığının tespitinin gerekliliği, bahsedilen kriterlerin Yargıtay dahil tüm aşamalarda nazara alınmasının zorunluluğuna yer verilerek hak ihlaline hükmedilmiştir.

*Mülkiyet hakkını doğrudan ilgilendiren elkoyma, alıkoyma ve müsadere kararlarına karşı yapılacak başvuruların süre ve sair şartlara tabi olması nedeniyle hak kaybı yaşanmaması adına avukatı tarafından takibi önem taşımaktadır.

**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr

Whatsapp
Jet Hukuk
Jet Hukuk
Merhaba.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?