Miras malları nasıl dağıtılır? Paylaşım kuralları nelerdir?
Yazımızla, mirasta mal paylaşımını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu/TMK ve Yargıtay kararları eşliğinde ele almaktayız.
Yazı içeriği ve Başlıklar;
1-Öncelik; Sağ Kalan Eşin Katılma Alacağı
2-Mirasbırakann İradesinin Üstünlüğü
3-Tarafların Anlaşmaları
4-Yasadaki Pay Oranları ve Saklı Paylar
5-Eşin Mirasçılığı
I) Öncelik; Sağ Kalan Eşin Katılma Alacağı
Miras bırakanın evli olması durumunda geride bıraktığı mallar üzerinde iki hak türü birden doğmaktadır; geride kalanların miras payları ile sağ kalan eşin mal rejimi tasfiyesine bağlı katılma alacakları.
Kural şudur, miras paylaşımı öncesinde sağ kalan eşin katılma alacağı hesaplanarak terekeden çıkartılır. Yani öncelik, evliliğin ölümle sona ermesine bağlı katılma alacaklarıdır.
(“…terekenin net miktarının (net terekenin) bulunması için öncelikle tasfiyede sağ kalan eşin katılma alacağının çıkarılması gerekmektedir. Böylece terekenin tasfiyesinden düşecek paydan önce eş, mal rejiminin tasfiyesinden düşecek paya sahip olacaktır…”; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/5848 E 2019/11381 K).
Bu anlamda sağ kalan eş, hem mirasçı olarak hem de edinilmiş malların tasfiyesinde katılma alacağına sahip olarak iki kez hak sahibidir.
II) Mirasbırakanın İradesinin Üstünlüğü
Mirasbırakan, ölüme bağlı tasarrufuyla paylaşmanın nasıl yapılacağı ve payların nasıl oluşturulacağı hakkında kurallar koyabilir.
Bu kurallar, mirasbırakan tarafından kastedilmemiş olan bir eşitsizlik halinde payların denkleştirilmesi olanağı saklı kalmak kaydıyla, mirasçılar için bağlayıcıdır.
III) Tarafların Anlaşması
Yasada her bir mirasçının kalan mallarda ne kadar oranda hak sahibi olduğu yer alsa da, aralarında anlaşarak istedikleri şeklinde mal paylaşımında bulunmalarına bir engel yoktur. TMK madde 646; “Aksine düzenleme olmadıkça mirasçılar, paylaşmanın nasıl yapılacağını serbestçe kararlaştırırlar” düzenlemesi bu kuralı kabul etmektedir. Dolayısıyla böyle bir ihtimalde, hukuki herhangi bir ihtilaf çıkmayacaktır.
Anlaşma sağlanamaması durumunda ise, konu yargısal makamlara intikal edecektir. Bu açıdan farklı sorunlar farklı davalara sebep olacaktır. Örneğin kalan malların bölüşülememesi durumunda ortaklığın giderilmesi davası, yasada yer alan dokunulmaz/saklı payları ihlal edilenlerin açacağı tenkis davası, ölüme bağlı tasarruf ile ilgili uyuşmazlıklarda bunların iptal veya tenkisi davaları gündeme gelecektir.
IV) Yasadaki Pay Oranları ve Saklı Paylar
Ölüme bağlı tasarruf ile veya mirasçıların anlaşması ile aksi yönde bir irade oluşmamışsa, paylaşımda yasal miras payları geçerlidir. Miras paylaşımında zümre sistem geçerli olup zümre içindeki kişiler eşit oranda pay sahibidir.
-Mirasbırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Mirasbırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
-Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır .
-Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, büyük ana ve büyük babalarıdır. Mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.
Bu kişillerin miras paylarından bir kısmı, saklı yani dokunulmaz vasıfta olup miras bırakanın bu payları ihlal eden tasarrufları dava edilebilir.
Saklı pay oranları TMK madde 506’ya göre altsoy için yasal miras payının yarısı, ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biridir.
V) Eşin Mirasçılığı
Eşin mirasçılığı diğerlerine göre daha karmaşıktır. Zira eşin payı, hangi zümreyle birlikte mirasçı olduğuna göre değişkendir.
TMK madde 499 eşin mirasçılığını şu şekilde düzenlemektedir;
Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,
Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü,
Bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
Eşin saklı payı da tpkı miras payı gibi değişkendir; sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hallerde yasal miras payının dörtte üçüdür.
Eşin mirasçılğında bazı özel durumlar da mevcuttur.Örneğin boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler.
Ayrıca eşin mirasçılığı ile ilgili TMK madde 181’de yer alan istisna unutulmamalıdır. Eğer taraflar arasında ölmeden önce açılan ve henüz sonuçlanmamış bir boşanma davası mevcut ise, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve sağ kalan eşin kusurunun ispatlaması halinde, eşin mirasçılığı söz konusu olmayacaktır.
İstisnanın istisnası ise devam eden başvuru/davanın anlaşmalı boşanma olmasıdır. Her ne kadar anlaşmalı boşanma davaları başvuruyu takiben çok kısa süre içinde sonuçlansa da, böyle bir ihtimalde mirasçıların davayı devam ettirip sağ kala eşe kusur isnadında bulunması Yargıtay tarafından kabul edilmemiştir.
(“…Anlaşmalı boşanma davasında, mirasçılar sağ kalan eşin herhangi bir kusurunu kanıtlayamayacaktır. Bu tür boşanma davalarında sağ kalan eşin kusurunu ölen eş bile tartışmaz ve dahi tartışmaya açmazken ölenin mirasçılarının bunu gerçekleştirmesi kabul edilemez…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8497 E 2017/9546 K)
*Yazımız genel bilgilendirmeye yöneliktir. Miras ve katılma alacağı gibi malvarlığını ilgilendirien ihtilaflar çok sayıda ayrıntı içermekte olup her olay kendi özelinde farklıdır. Bu sebeplerle konusunda uzman kişilerden yardım alınması, hak kaybı yaşanmaması adına son derece önemlidir.
**yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr/