MİRASTA MAL PAYLAŞIMI

MİRASTA MAL PAYLAŞIMI
26.12.2022
56

I) Miras Hakkı Nedir?

Miras hakkı, gerçek bir kişinin ölümüne bağlı olarak mirasçıların tereke üzerinde hak sahibi oldukları değerleri ifade eder. Mirasın konusu yalnızca ölenin haklarını değil, aynı zamanda borçlarını da içermektedir.

Türk hukukunda mirasçılık hakkı iki şekilde doğmaktadır;

  1. İlki yasal mirasçılığı tanımlayan ve belirli yakınlığa bağlı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 495 ila 500 arasında kabul edilen doğal mirasçılık türüdür. Bu kişiler arasında zümre sistemi geçerli olup paylaşım da mirasçının içinde bulunduğu zümreye ve bir üst zümrede mirasçı bulunup bulunmamasına göre yapılacaktır.
  2. İkinci tür mirasçılık ise, ölenin sağlığında mirasçı olarak birisini belirlemesiyle oluşan atanmış mirasçılık durumudur.

Miras bırakan, her zaman gerçek bir kişidir. Tüzel kişilerde ölüm söz konusu olmadığından muris olamasalar da mirasçı olabilmeleri mümkündür.

II) Mirasın Konusu Nedir?

Miras bırakanın ancak belirli hakları mirasçılara intikal edecektir. Bu minvalde;

  1. Mirasın konusu öncelikle intikale elverişli özel hukuk haklarını kapsamaktadır. İntikale elverişli olmayan şahsa sıkı sıkıya bağlı haklar ile kamusal haklar miras konusu yapılamaz.
  2. Manevi tazminat istemleri, miras bırakan tarafından sağlığında ileri sürülmesi ve borçlunun kabul etmesi durumunda miras konusu olacaktır.
  3. Borç ilişkisinden doğan haklar da miras yoluyla aktarılabilir. Bu kategorideki hakların hangi sebepten doğduğu önem taşımaz. Anılan hakların hukuki ilişki, sebepsiz zenginleşme ya da haksız fiilden kaynaklanması mümkündür.
  4. Fikri mülkiyetten doğan haklar da mirasın konusunu oluşturacaktır.
  5. Kişiye bağlı haklar kural olarak ölümle sona erse de istisnaen mirasçılar tarafından bu nitelikli talepleri içeren davaların mirasçılar tarafından sürdürülmesi mümkündür.
  6. Mirasın konusu sadece mülkiyet değil aynı zamanda zilyetlik haklarını da içermektedir.

III) Mirasta Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Mirasçılar arasında zümre sistemi geçerli olup buna göre yakınlık derecesi esasına bağlı olarak bir sınıflandırma yapılmaktadır. Ayrıca her zümre kendi içerisinde miras bırakana yakınlığa göre derecelendirilmektedir. Zümre sistemi gereğince;

  1. Miras bırakana daha yakın bir zümrede mirasçı mevcutken diğerleri pay alamaz. Bu sebeple örneğin çocuk varken kardeş mirasçı olamaz.
  2. Zümre sistemi içerisinde daha yakın mirasçı bulunan hallerde aynı zümredeki diğer kişiler pay alamaz. Örneğin miras bırakanın çocuğu varken aynı kökteki bir torun mirasçı olamaz.
  3. Kök içerisinde yer alan mirasçılar halefiyet yoluyla zümre başındakine ardıl olarak sıralanır.

Zümre sistemine göre mirasçılar altsoy, ana/baba, büyükanne/büyükbaba şeklinde sınıflandırılmıştır. Eğer ölenin hiçbir mirasçısı yoksa Devlet mirasçı olarak kabul edilecektir. Ancak Devletin mirasçılığı kendisine intikal eden haklarla sınırlı olup borçlardan tamamen sorumluluğu söz konusu değildir.

IV) Evlatlığın Mirasçılığı

Evlatlık ve onun altsoyu da aynen normal çocuklar gibi mirasçı olacaktır. Ancak evlat edinen kişi ve yakınları evlat edinene mirasçı olamazlar.

V) Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı

Eş, miras bırakanın geride bıraktığı kan hısımlarının zümresine göre belirlenecektir. Buna göre;

  1. Miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,
  2. Miras bırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,
  3. Miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı,

 Eşe kalır

VI) Mirasta Saklı Pay Nedir?

Bir kişinin sahip olduğu mallar üzerinde tasarruf yetkisine sahip olması kural olmakla birlikte, toplum düzeni adına yasa koyucu tarafından bu yetki mirasçılar yönüyle sınırlandırılmış olup saklı pay kavramı ile ifade edilmektedir. Böylelikle miras bırakanın tasarruf yetkisi, yasadaki oranlara göre kısıtlanmakta ve bunu aşan tasarruflarının iptali mümkün olmaktadır.

Yasaya göre saklı paylı mirasçılar ve oranlarına bakıldığında;

  1. Altsoy için yasal miras payının yarısı,
  2. Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
  3. Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü.

Olarak belirlenmiştir.

VII) Peki Haklarınız İhlal Edildiyse?

Miras bırakanın tasarruf sınırlarını aşarak gerçekleştirdiği tasarruflara karşı mirasçılar tenkis davası yoluyla yasal haklarını kullanabilirler. Bu durumda ölenin gerek saklı payı aşan ölüme bağlı tasarrufları gerekse tenkise tabi sağlararası işlemlerinin iptali yoluna gidilebilecektir.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/3146 E 2021/2915 K sayılı kararında göre; Tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (TMK m.565) Miras bırakanın TMK’nin 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.” İçtihadı bu davanın niteliğini ortaya koymaktadır.

*Kişinin ekonomik yaşamını doğrudan ilgilendiren miras davalarında hak kaybı yaşanmaması adına konusunda uzman bir avukat tarafından dava takibi önem taşımaktadır.

**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr

Whatsapp
Jet Hukuk
Jet Hukuk
Merhaba.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?