NAFAKA SERİSİ 1/TEDBİR NAFAKASI

NAFAKA SERİSİ 1/TEDBİR NAFAKASI
25.01.2024
159

Nafaka, aralarında anlaşmazlık bulunan eşlerin en önemli konu başlıklarındandır.

Yazı serimizle, her bir nafaka türünü 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu/TMK ve Yargıtay kararları eşliğinde ayrı ayrı ele alacağız. İlk yazımıza, tedbir nafakası nedir sorusuyla başlıyoruz.

Yazı İçeriği ve Başlıklar

1Tedbir Nafakası Türleri
2Geçici Önlem Olarak Tedbir Nafakası
3Bağımsız Olarak Hükmedilen Tedbir Nafakası
4Nafakanın Belirlenmesi ve İcrası

1/Tedbir Nafakası Türleri

Hukukumuza iki tür tedbir nafakası vardır;

  • Boşanma davası ile geçici önlem olarak verilen tedbir nafakası (TMK madde 169)
  • Eşlerin haklı nedenlerle ayrı yaşamaları halinde istenilen bağımsız tedbir nafakası (TMK madde 197)

Tedbir nafakasının bilinen türü, boşanma davası devam ederken kararlaştırılan nafaka türüdür. Bu nafakanın amacı, dava süresince çocukların ve ekonomik durumu kötü olan eşin yaşayacağı zorlukların giderilmesidir. Bu nafaka yargılama sürecinde alınan bir önlem mahiyetindedir. Dava sonucunda ise bu nafaka iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşmektedir.

Tedbir nafakasının diğer türü ise, eşlerin haklı nedenlerle ayrı yaşamaları durumunda talep edebilecekleri nafaka türüdür. Evlilik birliği kurulduktan sonra, birlik ilkesinin doğal sonucu olarak eşler karşılıklı anlayış, saygı, sevgi ve hoşgörü içinde birlikte yaşamak zorunda iseler de, bunun her zaman mümkün olmadığı gözetilerek ailenin korunmasına ilişkin önlemler yasada düzenlenmiştir.

2/Geçici Önlem Olarak Tedbir Nafakası

Boşanma davası açılınca, yargılamayı yapan hakimin bir dizi önlemi resen yani kendiliğinden alması gereklidir. Bu tür tedbir nafakasının yasal dayanağı TMK madde 169’dur.

  • “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır”

Böylece, öteden beri uygulanagelen usulümüze göre boşanma davasına bakan hakim; davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ilişkin geçici önlemleri alarak mağduriyeti giderir.

Boşanma davasındaki tedbir nafakası, resen yani talebe bağlı olmaksızın takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren, karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla, tedbir nafakası kararının davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelmesiyle hemen verilmesi gerekir.

Bu aşamada tarafların kusur durumu belirlenmediğine göre verilecek kararda kusur bir ölçüt olarak alınamaz. Hatta dava sonunda lehine nafaka verilen eşin kusurlu bulunması durumunda dahi tedbir nafakasının kaldırılması ya da ödenenlerin geri istenmesi istenemez.

Yasada eşlerden hangisinin daha az ya da çok kusurlu olduğunun belirlenmesi yönünde bir koşul öngörülmemektedir. Yargıtay kararları da bu yöndedir;

  • “…Görülmektedir ki, bir tarafın kusurlu olması; onun lehine tedbir nafakası tayin edilmesine engel teşkil etmemektedir. Dolayısıyla, tedbir nafakası hakimin kanun gereği, kendiliğinden alması gereken geçici bir önlem olup, tarafların kusurunun verilecek karar açısından bir önemi ve etkisi de yoktur. Ekonomik olarak yardıma ihtiyacı olan kişi sonuçta tam kusurlu kabul edilse bile boşanma davası kesinleşene kadar tedbir nafakası devam edeceğine ve verilen tedbir nafakası geri alınamayacağına göre tedbir nafakası ile tarafların kusuru arasında hukuki bir bağ olduğundan bahsedilemez…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/2-533 E 2011/670 K

Kısaca tarafların “kusur durumu” hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Bu nedenle, hakimin kusur durumuna bakmaksızın davanın en başında bu geçici önlemi alması ve buna bağlı olarak da tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını tespit edip, uygun ve geçici nitelikte bir nafaka takdir etmesi gerekir.

  • “…mahkemenin direnme gerekçesinin aksine erkeğin gelirinin bulunmaması, kadının çalışıyor olması veya kusur durumu kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesine engel teşkil eden vakıalar değildir…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1891 E 2018/1577 K

Ancak bazı hallerde tedbir nafakası verilmez. Örneğin 18 yaşını doldurup reşit olan çocuklar adına eşin nafaka talep hakkı yoktur. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği kabul edilmektedir.

Tedbir nafakası ile boşanma davası nedeniyle zorda kalan eş ve çocuklar koruma altına alınmaktadır. Yasamız kadın erkek eşitliği üzerine kurulu olduğundan erkek olan eşin de bu nafakadan faydalanması teorik olarak mümkün ise de Yargıtayın erkek olan ve herhangi bir fiziksel engeli bulunmayan eş lehine tedbir nafakası verilmeyeceğine dair eski tarihli kararları mevcuttur.

3/Bağımsız Olarak Hükmedilen Tedbir Nafakası

Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

Ancak bu durum her zaman geçerli olamamaktadır. Eşlerin yükümlülüklerini haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmekten kaçınması durumunda hakim müdahalesi ile yasal yaptırıma maruz kalacağı tartışmasızdır. Bahsedilen yaptırımlardan biri de TMK’nın “Birlikte yaşamaya ara verilmesi” başlıklı  madde 197 düzenlemesidir.

  • “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
  • Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
  • Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
  • Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.”

Bu madde kapsamında eşin ayrı yaşamı için bağımsız tedbir nafakası ayrı yaşamada haklılık varsa verilebilir. Bağımsız tedbir nafakasında da kural olarak tarafların kusur durumu ölçü olarak alınamaz. Tedbir nafakası istenen eş kusursuz olsa bile, diğer koşullar gerçekleşmişse tedbir nafakası verilebilir. Başka bir anlatımla bağımsız tedbir nafakası davasında dikkate alınacak ölçü; tarafların kusur durumları değil, nafakayı talep eden eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığıdır.

  • “…Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınan erkek eş karşısında, ayrı yaşamak zorunda kalan kadının, TMK’nın 197. maddesine göre eşine karşı birliğe parasal katkı isteme hakkı olduğu gözetilmeksizin bağımsız tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2415 E 2021/347 K

4/Nafakanın Belirlenmesi ve İcrası

Nafaka miktarı neye göre belirlenir? Nafaka belirlenirken dikkate alınacak en önemli unsur, eşleri ekonomik durumudur. Bu açıdan gelir durumları ile giderleri ve özellikle sağlık, eğitim, barınma masrafları dikkate alınacaktır.

Nafaka davalarında miktar, hakkaniyet ve tarafların boşanma nedeni ile uğradıkları kayıp ile objektif anlamda ihtiyaçları gözetilerek belirlenmektedir. Bu talepler değişen koşullara göre arttırımı ya da azaltılması yönüyle tekrardan dava edilebilmektedir.

Her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engellemez. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir.

  • “…Mahkemece açılan davada tarafların ayrı yaşama sırasında birbirlerine kinayeli sözler söyledikleri, davalının davacının annesinin evine başka bir erkekle birlikte giderek davacı aleyhinde aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler söylediği, davalının bu kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davalı kadının temyizi üzerine Özel Dairece yapılan incelemede mahkemenin boşanma ve kusur belirlemesine ilişkin gerekçesi onanmak suretiyle kesinleşmiş, karar sadece “tedbir nafakasına” ilişkin olarak bozulmuştur. Ancak mahkeme gerekçesinde belirtildiğinin aksine davalı kadının evden ayrılmış olması veyahut gelirinin bulunması hususları tedbir nafakası verilmesine engel olmadığı gibi davalının başka bir erkekle evlilik dışı birliktelik yaşadığı hususu da kanıtlanmamıştır…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1578 E 2018/791 K

Mahkeme tarafından verilen nafaka kararı borçlusu olan eş tarafından yerine getirilmezse, hakkında icra takibi başlatılabilir ve bu meblağ zorla alınır. Hatta bu durumda istisnai bir düzenleme olarak nafakayı ödemeyen eş zorlama amaçlı hapse dahi alınabilir.

İcra ve İflas Kanunu madde 344;

  • “Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.
  • Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir”

*Yazımızın genel bilgilendirme amaçlı olup her olayın koşulları farklıdır. Bu sebeplerle nafaka uyuşmazlıklarında hak kaybı yaşanmaması adına konusunda uzman bir avukat tarafından dava takibi önem taşımaktadır.

**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Whatsapp
Jet Hukuk
Jet Hukuk
Merhaba.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?