NAFAKA SERİSİ 4/YARDIM NAFAKASI

NAFAKA SERİSİ 4/YARDIM NAFAKASI
05.02.2024
145

Nafaka yazı serimizin son bölümünde, yardım nafakasına dair genel bilgileri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu/TMK ve Yargıtay kararları eşliğinde aktarmaktayız.

Önceki yazılarımız için; https://www.jethukuk.com/nafaka-serisi-1-tedbir-nafakasi/

https://www.jethukuk.com/nafaka-serisi-2-istirak-nafakasi/

https://www.jethukuk.com/nafak-serisi-3-yoksulluk-nafakasi/

 Yazı İçeriği ve Başlıklar

1Yardım Nafakası Nedir
2Davada Genel Prensipler
3Nafakanın Belirlenmesi Eğitim Masrafları Yardım Nafakasıyla İstenebilir mi

1/Yardım Nafakası Nedir?

Yardım nafakasının konusu alışılagelen diğer nafaka türlerinden başkadır. Zira sıklıkla karşılaşılan boşanma ve çocuklar için verilen nafakadan farkı olarak, bu nafaka türünde yardıma muhtaç aile fertleri korunmaktadır.

Konuya dair yasal düzenleme Türk Medeni Kanunu madde 364 içerisinde yer almaktadır. Düzenlemeye göre herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu (büyükbaba ve büyükanne dahil anne-baba) ve altsoyu (çocuklar ve torunlar) ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Ancak kardeşlerden nafaka istenilmesi için, bunların refah içinde yaşamaları şarttır.

  • “…Somut olayda, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları itibariyle, ilerlemiş yaşları ve aldıkları yaşlılık aylığı ile kendi geçimlerini ancak sağlayabilecek durumda oldukları ve hali refah içerisinde bulunmadıkları anlaşılmakla, yardım nafakası yükümlülüğü bulunmayan davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir…”; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/22092 E 2017/9682 K

Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, yasal bir ödev olarak düzenlemiştir.

Yoksulluğun hukuksal kavramı mevzuatımızda tanımlanmamıştır. Yoksulluk, önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere ekonomik ve sosyal koşullarla doğrudan ilgilidir. O nedenle, bunu ülkenin ekonomik ve sosyal koşulları altında belirlemek ve adil bir dengenin korunması gereklidir.

2/Davada Genel Prensipler

Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir. Bu sebeple araştırılacak olan husus, tarafların ekonomik güçleridir.

  • “…Tarafların ve dava dışı annenin ekonomik ve sosyal durumları ve davacı öğrencinin ihtiyaçları değerlendirildiğinde; davacı yararına takdir edilen yardım nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, davacının giderleri, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü değerlendirilerek ve hakkaniyet ilkesi (TMK 4. maddesi) de gözetilerek, daha uygun bir yardım nafakası takdir etmekten ibarettir…”; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/7058 E 2016/10928 K

Nafakanın, yükümlülerin bir veya bir kaçından aynı anda istenebilir. Ancak bu durumda Mahkeme tarafından adil ve hakkaniyete uygun bir çözüm getirilecek, duruma göre birden fazla nafaka alınarak zenginleşme olmaması için nafaka yükümlülüğü azaltılabilir veya kaldırılabilir.

  • “…Yardım nafakası davalarında TMK’nın 316.maddesine göre mirastaki tertip sırasının dikkate alınması gerekir. Bu nedenle, mirastaki tertip gözetilerek, nafaka ile yükümlü bulunanların sosyal ve ekonomik durumlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu davalılara tahmil edilebilecek nafaka miktarı öncelikle tespit edilmesi gerekir…”; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/14387 E 2015/1852 K

Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.

Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Bunun dışında nafaka miktarının belirlenmesi, önceki yazılarımızda belirtildiği üzere tarafların ekonomik durumlarına göre hakkaniyet ölçüsünde yapılır.

3/Eğitim Masrafları Yardım Nafakasıyla İstenebilir mi?

Elbette!

Bireyin ve toplumun güncel yaşamı ile birlikte gelecekteki gelişimi için eğitim oldukça önemlidir. Toplumların ilerlemesi ve ülkelerin kalkınması ancak o ülkede yaşayan insanların eğitilmesi, onlara yeteneklerine uygun beceriler kazandırılması ile mümkündür. Kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi yine sosyal ve ekonomik yaşantısının devamlılığı için eğitim olanaklarından yararlanması zorunludur. Bu minvalde temel bir insan hakkı olan eğitim hakkı bir dizi uluslararası sözleşmede olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile de doğrudan garanti altına alınmıştır.

Nafaka alacaklılığı, çocuğun bireyselliğinin bir parçasıdır. Hukukumuzda, çocuk kendisini dünyaya getiren ana ve babasından bakım parası isteyebilir. Bu onun en doğal hakkıdır. Ana ve babanın bu nafaka yükümü sosyal yardım ve dayanışma düşüncesinden kaynaklanır; onların velayet hakkından bağımsızdır (Serozan, R.: Çocuk Hukuku, İstanbul 2005, s.112 vd.).

Eğitim masrafları anne babası tarafından karşılanmayan çocuğun bunu mahkemeden istemeye hakkı vardır. 743 sayılı Medeni Kanunun yürürlükte olduğu dönemde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1963 tarih ve 2/99-21 sayılı içtihadındaki; “Babanın sosyal durumu bakımından çocuğun okutulmasının gerekmesi halinde iştirak nafakasının çocuğun erginleşmesinden sonra da (okumaya devamı sebebiyle) ödenmesi, Medeni Kanunun hükümlerindendir. Zira, evlilik birliğinin boşanma ile ortadan kalkmış olması, ana ve babanın çocuğa karşı olan borçlarında bir değişiklik meydana getirmez. Diğer deyimle, ana ve babanın beraber yaşaması hâlinde nasıl her ikisi beraberce çaba göstererek çocuğu sosyal durumlarına göre okutmakla ödevli idiyseler, boşanmadan sonra dahi bu ödevleri sona ermez.” içtihadı ile kabul edilen bu sorumluluk, 4721 sayılı yeni Medeni Kanunumuzda madde 328/2 ile doğrudan hüküm altına alınmıştır.

  • “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.”

Günümüzdeki ağır ekonomik koşullar karşısında eğitimle çalışmayı bir arada sürdürmenin mümkün olmayacağı, Yargıtay tarafından bir kural ve karine olarak kabul edilmektedir ve bu sebeplerle eğitim için nafaka talepleri yasaldır ve haktır.

  • “…eğitimine devam eden ve düzenli bir geliri bulunmayan çocuğuna bir miktar nafaka ödeyebileceği kuşkusuzdur. Yine mahkemenin kabulünün aksine açık öğretim fakültesinde okuyor olmak, babanın yardım nafakası yükümlülüğünü ortadan kaldıran bir sebep olarak kabul edilemez. Öyleyse baba eğitimine devam eden ve yoksulluğa düşmüş çocuğuna yardım etmek zorundadır. Çocuğun okulunu bitirip, bir işe girmesi, çocuğun yararına olduğu gibi babanın da yararına bulunmaktadır. Şu halde, mahkemece davacı yararına hakkaniyete uygun bir miktarda yardım nafakasına hükmolunması gerekirken, nafaka isteminin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1012 E 2019/1145 K
  • “…Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.’nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir…”; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/8859 E 2016/12440 K

Nafaka alacakları için 10 yıllık zamanaşımı bulunduğu unutulmamalıdır.

“…Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir…”; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/9724 E 2019/13231 K

*Yazımız genel bilgilendirme amaçlı olup her olayın koşulları farklıdır. Bu sebeplerle nafaka uyuşmazlıklarında hak kaybı yaşanmaması adına konusunda uzman bir avukat tarafından dava takibi önem taşımaktadır.

**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Whatsapp
Jet Hukuk
Jet Hukuk
Merhaba.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?