Bir tanıdığınız, çok karlı bir iş olduğunu ve kendisine bir miktar ödünç para vermesi durumunda belirli aralıklarla kazanç getireceğini veya kar payı altında ödemede bulunacağını söyledi.
Bu teklif kulağa hoş gelse de, yasa dışı olarak kabul edilip hakkınızda soruşturma başlatılabileceğini biliyormusunuz? Zira ülkemizde kazanç karşılığı para/ödünç verilmesi, ancak belirli şartlar altında faaliyet izni verilen bankalar başta finans kurumlarının tekelindedir.
5237 sayılı TCK madde 241 ile düzenlenen tefecilik suçu; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir.
Suçla korunan hukuki değer, hukuka aykırı çeşitli davranışlarla ekonominin doğal dinamiklerinin ve bunların başında gelen serbest rekabet mekanizmasının işleyişinin bozulmasının engellenmek istenmesidir. Maddede suçun unsuru olarak yer alan eylem ise “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para vermek”tir. Ancak gerek maddedeki tanım gerekse “ödünç para verme”nin sözlük anlamı tefecilik suçunun oluşumuna vücut vermeye elverişli değildir. Zira burada cezalandırılmak istenen eylem “salt ödünç para verme” değil, “tefecilik yapmak”tır. Buna göre suçun oluşumu için aranması gereken unsurlar; kazanç elde etmek, belli bir vadeye bağlı olarak fahiş (piyasa koşullarına uygun olmayan) oranda faiz uygulamak ve bunun sistematik bir şekilde borç vermekten ibaret olması gerekir.
Tefecilik suçunun manevi unsuru ise suçun oluşması için eylemin “Kazanç elde etmek amacıyla” işlenmesi zorunluluğu olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla bu amacın bulunmadığı ödünç para verme eyleminin tefecilik suçunu oluşturmadığı söylenebilir. Bir diğer ifadeyle bu suç ancak suçun kanuni tanımındaki eylemlerin kasten işlenmesi suretiyle oluşabilir.
Yargıtay uygulamasında ise;tefeciliğin süreklilik arz etmesi gerektiğine, sistemli bir şekilde işlenip işlenmediğinin ve meslek haline getirilip getirilmediğinin tespit edilmesi gerekliliğine değinen kararlar bulunmaktadır (“…Tefecilik suçunun oluşabilmesi için birden fazla kişiye sistemli ve sürekli bir biçimde faiz karşılığı ödünç para verilmesi gerekmekte olup, sanığın birçok kişiye faiz karşılığı ödünç para vererek çıkar sağlayıp sağlamadığı ve bu işi meslek haline getirip getirmediğinin tespiti…”; Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2007/9329 E 2010/6025 K).
Esasen Yargıtay’ın yaklaşımı, unsurlarla birlikte özellikle kazanç sağlama özel amacının ortaya çıkarılması adına bazı araştırmaların yapılması yönündedir. Bu açıdan karar arşivi irdelendiğinde öne çıkan kriterler;
*Para transferlerinin ne şekilde yapıldığı,
*Varsa failin alacaklı olduğu başka icra takip dosyalarının tespitiyle takip borçlularının tanık sıfatıyla dinlenilmesi,
*Gerektiği takdirde ilgili vergi dairesine yazı yazılarak fail hakkında bu konuda vergi inceleme raporu aldırılması,
*Failin tefecilik yaptığı iddiasıyla yargılandığı başka kamu davaları bulunduğunun araştırılması, derdest ise birleştirilmesi türünden araştırmalarla sonuca gidilmesi istenilmektedir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 05.06.2018 tarih, 2014/11110 E 2018/4245 K).
Özetle siz siz olun, kısa yoldan kar elde edeceğim diye başınızı ağrıtacak yollara tenezzül etmeyin.
*Yazımız genel bilgillendirmeye yöneliktir. Ceza sorumluluğu birçok ayrıntıyı içerdiğinden konusunda uzman kişilerden yardım alınması hak kaybı yaşanmaması adına son derece önemlidir.
**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr/