ÖLÜM AYLIĞI İÇİN HİLELİ BOŞANMA

Eşlerin sırf ölüm aylığını almak için boşandığı tespit edilirse ne olur? Yazımızla, sıklıkla karşılaşılan bu gibi durumların sonuçlarını genel hatlarıyla özet biçimde ele almaktayız.

I) Yasal Düzenleme Ne Diyor?

Ölüm aylığı, sigortalı olan bir çalışanın vefatı sonrasında geride bıraktıklarına SGK tarafından bağlanan bir aylıktır. Ölüm aylığı bağlanılabilmesi için öncelikle ölen sigortalıya dair bazı şartların varlığı aranmaktadır. Bu şekilde ölüm aylığı alınabilmesi için aranan şartlar;

-En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
-İş sözleşmesi ile çalıştırılan sigortalılar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
Halinde ölüm aylığı bağlanır.

Ayrıca aşağıda belirtilen hallerde hak sahiplerinin yazılı isteğiyle kendilerine ölüm aylığı bağlanacaktır;

-5510 sayılı yasa madde 47 çerçevesinde kazaya uğramış, malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış durumda iken ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır.
-Bağlanmış bulunan malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş durumda iken ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır.

Ölüm aylığına hak kazanacak kişiler ölen sigortalının eşi, çocukları, anne veya babasıdır. Konumuzla ilgisine göre hayatını kaybeden sigortalının eşine aylık bağlanması için, ölüm tarihinde sigortalının eşi ile yasal evlilik bağı bulunması şarttır.

Ancak bazı durumlarda, muvazaa hali gündeme gelebilmektedir. Bu çerçevede 5510 sayılı yasa madde 56/son gereğince; eşinden boşandığı halde boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, madde 96 içerisindeki usule göre geri alınır.

II) Muvazaalı Boşanma Nasıl İspatlanır?

Bu konuda yasa, SGK görevlilerine geniş bir inceleme imkanı tanımaktadır.Öyle ki SGK tarafından ihbar yoluyla ya da sair şekilde böyle bir durumdan şüphelenildiğinde, kolluk araştırması, eşlerin oturdukları muhitte alan araştırması ve komşuların ifadelerine başvurulması gibi birçok yönteme başvurulması mümkündür. Yine bu kapsamda SGK tarafından birçok belgenin de ilgili kurumlardan istenilebilmesi mümkündür. Bu şekilde yapılacak incelemeler sonucundea kurum görevlileri bir denetim raporu oluşturacak ve eşlerin durumu bu rapora göre belirlenecektir.

Muvazaalı bir boşanmadan bahsedilebilmesi için;
1-Boşanma anlaşmalı, yetim aylığına hak kazanmak için yapılmalı, hakkın kötüye kullanıldığı belirlenmelidir.
2-Birlikte fiilen yaşama olgusu anlaşmalı boşanmaya bağlı olarak maddi ve somut vakıalara dayandırılmalıdır.
3-Bu konudaki kurum denetim raporu ciddi olmalıdır.
4-Ayrıca denetim raporu üzerine sosyal güvenlik ile ilgili kamu düzeninden olan bu davada mahkemece yapılacak araştırma sonucunda verilecek karar, yaklaşık ispata göre değil, tüm delillerin incelenmesi sonrası tam ispata göre oluşturulmalıdır.
5-Bu noktada kurum tutanaklarının ispat gücü, ancak ve ancak denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlar tarafından yapılan incelemeler sonucunda, tutanakların sadece memur veya müfettiş tarafından düzenlenmiş olmamaları, ilgili kişilerin de imzaları ile tasdik edilen ve imza inkarına konu olmayan tutanaklar olması gerekmektedir.

III) Yargıtay Ne Diyor?

Yargıtay kararlarına göre muvazaalı boşanmaya bağlı olarak aylık kesilmesi, ancak ve ancak boşanmaya rağmen fiilen birlikte yaşama olgusunun varlığı haline özgüdür. Nitekim Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından 2012/1609 E 2013/8292 K sayılı dosyasında yer verilen; “…sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibarıyla gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. İnceleme konusu 56’ncı maddede, “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle” ibareleri yer aldığından, birden fazla evlilik ve doğal olarak birden fazla boşanmanın gerçekleşmiş olması durumunda, boşanılan herhangi bir eşle eylemli olarak birlikte yaşama durumunda madde hükmünün uygulanacağı gözetilmelidir…” tespitleriyle işlemin dayanacağı tek gerekçenin fiilen birlikte yaşamaya özgü olduğu içtihat edilmiştir.

Ayrıca muvazaanın ispatı için açık delillerin mevcudiyeti aranacaktır. . Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2022/5326 E 2022/9439 K sayılı içtihada göre; “…bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa’nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili nüfus müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin her ikisinin de adres kayıtlarına göre ayrı ayrı araştırma ve inceleme yapılarak eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun bulunup bulunmadığı belirlenmelidir…” tespitleriyle muvazaanın ispatında hangi delillerin araştırılacağı ortaya konulmuştur. Bu kapsamda SGK tarafından çok geniş bir araştırma yapılabilmektedir.

IV) Sonuç Olarak

Görüleceği üzere, ölüm aylığı almak için boşanılması ancak fiilen birlikte yaşanması durumunda bunun ispatı halinde hem bağlanan aylık kesilir, hem de yapılan ödemeler geri alınır. Ancak bu gibi durumlar, dolandırıcılık suçu olarak kabul görmemektedir. Nitekim önüne gelen bir uyuşmazlıkta Yargıtay 23. Ceza Dairesi aşağıdaki gerekçelerle her ne kadar sırf SGK aylığı almak için yapılsa da bu tür hareketlerin suç olmadığına karar vermiştir. (2015/228 E 2015/36 K sayılı içtihat)
-Herhangi bir mahkeme tarafından mutlak butlanla malul bir karar olduğuna hükmedilmediği sürece hukuken geçerli olan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
-Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesinde, “evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçlarıyla çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacıyla yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılmaz.
-Üstelik 5510 Sayılı Kanunun 56. maddesinde bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı düzenlenmesine karşın bu hususta cezai düzenlemeye yer verilmemiştir.

*Yazımız genel bilgillendirmeye yöneliktir. SGK uyuşmazlıları birçok ayrıntıyı içerdiğinden konusunda uzman kişilerden yardım alınması hak kaybı yaşanmaması adına son derece önemlidir.
**yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr/

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Whatsapp
Jet Hukuk
Jet Hukuk
Merhaba.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?