Taşınmaz devrinin resmi şekilde yapılması ve tapu siciline işlenmesi zorunludur. Hal böyle olunca işin içine resmiyet girdiğinden harç ve masrafların ortaya çıktığı da malum.
Konuyla ilgili olarak 492 sayılı Harçlar Kanunu 4 sayılı tarifeye göre tapu devrinde, taşınmazın değeri üzerinden binde 20 oranında harç alınmaktadır. Üstelik bu meblağ, hem devredenden hem de devralandan ayrı ayrı tahsil edilmektedir.
Yine Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yayımladığı tarifede tüm tapu işlemlerinin 2024 yılı için güncel tutarları yer almaktadır.
https://www.tkgm.gov.tr/
Uygulamada, masrafın azaltılması için tapuda devir bedelini düşük gösterilmesi durumuyla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Peki bu yönde işlem yapmak sağlıklı mı?
Doğal olarak hayır. Bir kere, devrin düşük gösterilmesi durumuda ileride satım sözleşmesi ile ilgili bir uyuşmazlık çıktığında (zapta ve ayıba karşı sorumluluk), düşük gösterilen bedel devralan için dezavantajdır.
Hele ki taşınmaz hisseli ise ve paydaşlardan birisi için ileride önalım hakkı doğarsa, tapudaki bedel üzerinden belirleme yapılacak ve aksini ispat zorlukları ile karşılaşılacaktır.
Bununla birlikte, tapu bedelinin düşük gösterilmesi durumunda tapu harcı cezası ile devralan için gelir vergisi cezası gündeme gelecektir.
492 sayılı Harçlar Kanunu gereği, tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespit edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç resen tarh edilir. Bu suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harcı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan vergi ziyaı cezası % 25 arttırımlı uygulanır.
Ayrıca taşınmazın 5 yıl içerisinde tekrardan devri durumunda, beyan edilen alış ve satış tutarları arasındaki fark üzerinden ödenmesi gereken değer artış kazancı vergisi de fazla çıkacaktır. Örneğin gerçekte 5.000.000 TL ye satılan taşınmazın tapuda 3.000.000 TL olarak gösterilmesi durumunda, 5 yıl içinde tekrardan satış halinde hesaplanacak olan miktar, az gösterilen 2.000.000 TL eklenerek tahakkuk ettirilecek ve devralan fazladan vergi ödemek durumunda kalacaktır.
Peki pişman olursak? Bu ihtimalde elbette lehe olan düzenlemeler mevcut. 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre, bu gibi durumlarda hatalı beyanda bulunduğunu ikrarla uygulamada pişmanlık dilekçesi olarak bilinen dilekçe ile başvuru halinde, eksik harç bedeline sadece geçmiş gün faizi işletilecek, %25 lik ceza uygulanmayacaktır.
Nasılsa tespit edilemez ne olacak ki, falanca da yaptı sorun olmadı demeyin, zira piyangonun kime çıkacağı belli olmaz. Aslında bu tür hileleri tespiti gayet kolay. Örneğin paranın banka üzerinden gönderilmesi durumunda banka kayıtları, kredi kullanılması durumunda kredi tutarı, taşınmazın sigorta değeri, rayiç bedeller, taşınmaz ilana çıkmış ise buna dair kayıtlar, gibi çeşitli yöntemlerle beelin düşük tutularak harcın eksik yatırıldığı tespit edilebilir.
Bu sebeplerle en doğrusu, hem ileride taraflar arasında uyuşmazlık çıkması hem de vergi cezaları ile muhatap kalmamak adına, risk almadan doğru beyanda bulunmaktır.
Ziyaretçi Yorumları